Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, tehdit, hakaretHüküm : 1- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme Suçundan:TCK'nın 136/1, 62, 51/1. maddeleri gereğince Mahkumiyet,2-Tehdit suçundan: TCK’nın 106/1-2.cümle, 43/1, 62/1, 52/2-4. gereğince mahkumiyet,3-Hakaret suçundan: TCK’nın 125/2-1, 43/1, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet.Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından, tehdit ve hakaret suçlarından temyiz isteminin reddine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Hakaret ve tehdit suçlarından verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin reddine ilişkin ek karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Sanık hakkında hakaret suçundan verilen verilen 1.860 TL adli para cezası ile tehdit suçundan verilen 600 TL adli para cezasından ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin, hükümlerin miktarı itibariyle kesin oluduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 09/07/2014 tarihli ek kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, verilen ret kararının isteme uygun olarak ONANMASINA,2-Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ile katılanın nişanlı oldukları dönemde, sanığın bir süre katılanın evinde kaldığı, olay günü sanığın, katılanın evde bulunmadığı bir zamanda, katılanın bilgisayarından katılana ait facebook hesabına girerek, katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaları kendisine ait USB belleğe kaydetmesi şeklinde gerçekleşen olayda, Belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) ve ortak semboller (söz, yazı, işaret vb.) aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde (zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi), okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi eyleminin TCK'nın 132/1-1. cümlesinde; anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak (örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD'ye aktarılması gibi işlemlerle) sabitlenmesi eyleminin aynı Kanunun 132/1-2. cümlesinde; başkalarının haberleşme içeriklerinin, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eyleminin aynı Kanunun 132/2; kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa etmesi eyleminin aynı Kanunun 132/3. maddelerinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği anlaşılmakla, Sanığın, katılanın üçüncü kişilerle yaptığı haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin TCK'nın 132/1-2.cümlesinde düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle, sanık hakkında, TCK'nın 136/1. maddesinde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanığın ve mahalli Cumhuriyet savcısının, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.