Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21457 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15945 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında; BeraatSanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/b,TCK'nın 62,53 maddeleri gereğince mahkumiyet2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ...'nın beraatlerine, sanık ...'ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Katılan vekilinin sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ...'nın beraatlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde:Sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ...'nın, inşaat sahibi olan sanık ...'a ait inşaatta işçi olarak çalışıkları, koruma altına alınan yerde çalışma yaptırmak için, ilgili koruma kurulundan izin alması gereken kişinin inşaat sahibi olduğu, adı geçen sanıkların izin almak gibi bir sorumluluğunun bulunmadığı gibi, dava konusu yerin niteliğini araştırma yükümlülüğünün de kendilerinden beklenemeyeceği, anlaşılmakla;Yapılan yargılama sonunda, sanıkların suç işleme kastıyla hareket etmedikleri, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanıkların cezalandırılması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ...'nın beraatlerine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2- Katılan vekili ve sanık ...'ın mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince: Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10/03/1979 tarih ve 1605 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli bölgede bulunan taşınmazda sanığın izinsiz inşaat yaptığı ve sanığın savunmasında, dava konusu yerin sit alanı olduğunu bildiğini beyan ettiği anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanığın, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1) Adli para cezasının gün karşılığının belirlenmesi sırasında TCK’nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, 2) Sanığın TCK'nın 53. maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki velayet, vesayet, kayyımlık hak ve yetkilerini kullanmasına yönelik hak yoksunluğunun, kendi alt soyu açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerekirken, diğer kişiler yönünden de “koşullu salıverilme tarihine kadar” devamına karar verilmesi suretiyle TCK'nın 53/3. maddesine muhalefet edilmesi,İsabetsiz olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (2-c) bendine “TCK’nın 52/2 maddesi gereğince” ibarelerinin eklenmesi, yine hükümden (2-f) bendinin çıkartılarak yerine “5237 sayılı TCK'nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer bentlerde belirtilen hak yoksunluklarının ise mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.