Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 1- Sanık ... hakkında; 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca Beraat 2- Sanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK'nın 43/1, 62/1, 52/2, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...'ın beraatine; sanık ...'ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Sanık ...'ın beraatine ilişkin hükmün incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, suça konu taşınmazın sanık ...'a ait olup, adı geçen sanığın belediyeye izin müracaatında bulunduğu ve tutanakların aynı sanık adına düzenlendiği, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmadığına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanık ...'ın beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,2- Sanık ...'ın mahkumiyetine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutad vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 31/03/1984 tarih ve 234 sayılı kararı ile tescilli ... Takım Adaları Doğal ve Kentsel Sit Alanı içerisinde yer alan taşınmazda, 18/02/2010 tarihi itibariyle hissedar olduğu, sanık tarafından 06/05/2011 tarihli dilekçe ile ...Belediye Başkanlığı'na müracaat edilerek, çatı kiremitlerinin aktarılması, bozulan yerlerin tamir edilmesi için izin talebinde bulunulduğu, ... Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce sanığa gönderilen aynı tarihli cevabi yazı ile, ruhsat gerektirmeyip izne tabi olan talep konusu tamirat işlerinin on beş gün içinde bitirilmesi gerektiğinin bildirildiği, izni veren kurum elemanlarınca mahallinde yapılan kontrolde, basit onarım kapsamı dışına çıkılarak çatı katı yapıldığı belirlenip, 16/05/2011 tarihli yapı tatil tutanağı düzenlenmek suretiyle inşai faaliyetin mühürlendiği, aynı görevlilerce 30/05/2011 tarihinde yapılan ikinci kontrolde, sanığın mührü bozarak inşaat çalışmasına devam ettiğinin görüldüğü, sanığın aşamalarda verdiği ifadelerde, binanın üzerinde daha önceden mevcut olan açık terası kapattığını, eski çatıyı kaldırıp biraz da yükselterek yeniden yaptığını, çatı katına bölme duvarı ördüğünü, böylece katın kısmen büyütüldüğünü, belediye görevlilerince düzenlenen tutanaktan sonra da mecburen çalışmaya devam edip inşaatı tamamladığını beyan ettiği, olay yerindeki keşif sonrası mimar bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, suça konu taşınmazın 04/11/1996 tarihli onaylı projesine göre bodrum + zemin + 1 normal katlı olduğunun, mevcut durumda ise onaylı projesine aykırı olarak bodrum + zemin + 1 normal + çatı katından oluştuğunun, yürürlükteki mevzuata göre ruhsata bağlanması mümkün olmayan çatı katının ruhsatsız olup, 2863 sayılı Kanunun 9. maddesinde açıklanan inşai ve fiziki müdahale kapsamında kaldığının belirtildiği anlaşılmakla;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının dikkate alınmadığına, yapı tatil tutanaklarının gerçeğe aykırı olduğu sabit iken bunlara itibar edildiğine; katılan vekilinin, gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmadığına ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın “izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunma” suçunu zincirleme şekilde işlediği yönündeki değerlendirme isabetli olmakla birlikte, sanık hakkında düzenlenen 16/06/2011 tarihli iddianamede, sadece 16/05/2011 tarihli yapı tatil tutanağından söz edilmesi, daha sonra düzenlenen 30/05/2011 tarihli mühür fekki zaptına iddianame içeriğinde değinilmemesi karşısında, sanığın, iddianame tarihine kadar gerçekleştirdiği 30/05/2011 tarihli ikinci eylemi nedeniyle “2863 sayılı Kanuna aykırılık” ve “mühür bozma” suçlarından Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması, dava açılması halinde incelenen dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi ve böylece eylemler bir bütün halinde değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, sanığa ek savunma hakkı verilerek 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesinin uygulanmasına hükmedilmesi,Kabule göre de;a- Basit onarım hususunda verilen iznin kapsamı dışına çıkarak esaslı inşai müdahale gerçekleştiren ve belediye görevlilerince düzenlenen tutanaklara rağmen, taşınmazın çatı katındaki suça konu inşaatı tamamlayarak iskanlı hale getiren sanık hakkında, hapis ve adli para cezası arasında orantı bulunmak kaydıyla teşdiden ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hapis cezası asgari hadden belirlendiği halde adli para cezasının asgari haddin çok üzerinde tayini suretiyle karar verilmesi,b- Sanık müdafinin lehe kanun hükümlerinin uygulanması talebine rağmen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 52/4 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına dair olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,c- 5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı,d- ... ilçesinin bağlı bulunduğu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunması karşısında, hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun'da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 30/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.