Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21232 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29642 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62/1, 53/6, 50/1-a, 52/2-4, 63. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın olay tarihinde gece vakti, 61 promil alkollü olduğu halde, sevk ve idaresindeki otomobil ile meskun mahalde, 7 metre genişliğinde gece, aydınlatmalı, 2 yönlü korkuluksuz, sert virajlı, eğimli kuru parke kaplamalı yolda seyrederken, sert virajlı olay mahalline geldiğinde frene basması ve aracını yol kaplaması üzerinde tutamayıp direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağındaki kaldırıma çarpıp akabinde yoldan çıktıktan sonra 21 metre sürüklenip 16 metre yükseklikten takla atarak aracın ters şekilde düşmesi neticesinde ...'in taksirle ölümüne neden olduğu olayda; gerçekleşen netice öngörülebilir ise de, fail tarafından öngörülmüş olduğuna ve buna rağmen failin şansına veya başka etkenlere güvenerek hareketini sürdürdüğüne ilişkin herhangi bir bilgi ve belirleme bulunmadığı, sanığın tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, sanığın güvenli olarak araç kullanamayacağına ilişkin rapor düzenleyen doktor ...’ın tanık olarak tespit olunan beyanında, yalnızca sanığın kanındaki alkol oranına istinaden güvenli araç kullanamayacağına ilişkin rapor düzenlediğini bildirdiği, sanığın kanındaki alkol oranı miktarı ve tanık Doktor ...'ın tıbbi rapor düzenlenirken dayandığı veri gözetildiğinde sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamasında, isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, tüm temyiz itirazlarının, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 11 ay hapis cezasının, TCK'nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle, hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, hürriyeti bağlayıcı cezayı adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK'nın 50/4. maddesinin gösterilmemesi ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmeden TCK'nın 52/2 maddesinin uygulanması neticisinde, CMK'nın 232/6. ve TCK'nın 52/3. maddelerine maddelerine aykırı davranılması,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine ilişkin 7. Bendindeki “Sanığın şahsi ve ekonomik özellikleri ile yargılama aşamasındaki pişmanlığı gözetilerek sanık hakkında taksirli suçtan verilen uzun süreli hapis cezasının TCK'nın 50/4. Maddesi yollaması ile TCK'nın 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesine,” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “Sanığa verilen 2 yıl 11 ay hapis cezasının sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK'nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK'nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 1060 tam gün olarak belirlenmesine; TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 21.200-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” bendi yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.