Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Beraat2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, kolluk kuvvetleri tarafından, ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19/05/1998 tarih ve 3148 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescilli ....yaylasında bulunan sanığa ait yayla evinin ölçülerinin 9 x 6,5 metrekare, alt katının ve arka tarafının çimento kullanılmış örme taş duvar olduğu, evin giriş katından ibaret, çatısının henüz yapılmamış olduğu, bu haliyle yüksekliğinin 5 metre olduğu, yan duvarlarının ahşap olduğu, eve eklenti olarak 1x1 metrekare ebatlarında 1,5 m yüksekliğinde tuvalet yapılmış olduğunun tespit edildiği, dosya kasamında mevcut bilirkişi raporunda, sanığa ait yayla evinin yaz aylarında hayvan barınağı ve insan konaklama yeri olarak kullanıldığı, yapının 58,50 metrekare alana sahip olduğu, 150-200 yıllık eski yapının ocak yerinde 1-2 yıl önce hiçbir kurumdan izin alınmadan eski evin ahşap ve karataş malzemeleri kullanılarak inşa edildiği, evin giriş bölümünde 2 basamak merdiven ve giriş sahanlığı bölümü oluşturulduğu, tamirat ve tadilat görmediği, ilk yapılışında tabii zemine zarar verdiği, doğal dengenin bozulduğunun tespit edildiği, tanık ...'nun beyanında, dava konusu yerin sit alanı olduğuna dair herhangi bir resmi yazı bulunmadığını, bu yerlerin sit alanı olduğunu ve sit alanının ne olduğunu açılan davalar sebebi ile öğrendiklerini, davaların yaklaşık 2005-2006 yıllarında açıldığını, bu tarihlerde dava açılınca köylülerin dava konusu ...ı'nın sit alanı olduğunu öğrendiklerini beyan ettiği,Dairemizin 17/05/2013 tarihli ilamında, “sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sit kararının usulen ilan edilmediği ve sanığın bu karara haricen haberdar olduğuna dair herhangi bir delile ulaşılamadığı şeklindeki gerekçe ile beraat kararı verilmesi” yönünden hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak sit ilanının maliklere tebliğ edilip edilmediği, kararın Resmi Gazete'de yayınlanıp yayınlanmadığı ya da kurumun internet sitesinde ilan edilip edilmediğinin sorulduğu, kurumun cevabi yazısında ilgili sorulara olumsuz yanıt verildiği, mahkemece bu gerekçe ile sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmış ise de; Dairemiz tarafından temyiz incelemesi yapılan ... Asliye Ceza Mahkemesi'ne ait 2013/15066, 2013/8509 ve 2013/8632 Esas numaralı dosyalarda, anılan Kurul kararının 14/10/1998 tarihinde ilgili Belediyece mutad vasıtalarla ilan edildiğine dair Kaymakamlık yazısının bulunduğu, 6498 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemede, maliklere tebligat yapılması zorunluluğunun tescilli yapılar için getirildiği, sit alanlarına ilişkin olarak kişilere bizzat tebligat yapılması hususunun bulunmadığı, açıklanan nedenlerle, sanığın sit alanı olduğunu bilmediğine yönelik savunmasına itibar edilmeyerek, mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.