Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 210 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 16473 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile TCK'nın 85/1, 62/1. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Taksirle öldürme suçundan yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK’nın 85/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca sanığın 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2008 tarih 2007/374 - 2008/243 sayılı kararının 21/05/2008 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içinde 10/01/2012 tarihinde işlediği basit yaralama , mala zarar verme suçları nedeniyle Ordu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2013 tarih, 2012/265 esas, 2013/447 karar sayılı ilamı ile adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş olup bu kararın 21/10/2013 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle hükmün CMK'nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ilişkin Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/11/2014 tarih, 2014/488 esas 2014/119 karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, kusura ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmakta olup hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.