Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlal, cinsel taciz, tehdit Hüküm : 1- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan; TCK'nın 134/2, 53/1-a,b,c,d,e, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet 2- Cinsel taciz suçundan; TCK'nın 105, 53/1-a, b, c, d, c, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet 3- Tehdit suçundan; TCK'nın 106/1-2.cümle, 53/1-a,b,c,d,e, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet Özel hayatın gizliliğini ihlal, cinsel taciz ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, 26.01.2012 tarihinde talimatla alınan savunmasında, CMK'nın 196/2. maddesi uyarınca ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulmamış ise de, talimat yazısında, ekli iddianameye göre, sanığa duruşmadan bağışık tutulmayı istediği takdirde CMK'nın 147. maddesi uyarınca savunmasının alınmasının istenildiği, istinabe olunan mahkemece, sanığa ifadesinden önce talimat ve eklerinin okunarak atılı suçun anlatıldığı, CMK'nın 147 ve 191. maddesindeki yasal haklarının ayrı ayrı okunduğu, sanığın da haklarını bildiğini, iddianameden de atılı suçtan da haberi olduğu, süre talep etmediği, avukat talebinin olmadığı, savunmasını kendisinin yapacağını beyan ettiği anlaşılmakla, sanığın savunma hakkının kısıtlandığı kabul edilemeyeceğinden, tebliğnamede bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir. 1-Tehdit suçuna ilişkin mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriği, mağdur beyanı ve tanıklar... ve ...'nin anlatımlarına göre, sanığın, mağduru arayarak ve mesaj çekerek, huzurunu bozacağı, kötü bir şeyler yapacağından bahisle tehdit ettiği, atılı suçun bu şekilde sübut bulduğu anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eksik inceleme ve araştırmaya, sübuta ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde TCK’nın 53. maddesinin (1). fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden 53. maddenin uygulanmasına ilişkin paragrafın 53/1-c bendine ilişkin kısmının çıkartılarak, yerine, “Sanığın 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen haklardan, kendi alt soyu açısından aynı Kanunun 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler bakımından 5237 sayılı TCK'nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2- Cinsel taciz ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarına ilişkin mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eksik inceleme ve araştırmaya, sübuta ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanığın, cep telefonundan değişik zamanlarda mağduru birden çok kez telefonla arayıp, mesaj çekerek rahatsız etmekten ibaret eyleminin, TCK'nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, aynı Kanunun 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçundan sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi, 2- Sanığın, yaklaşık üç ay ilişki yaşayarak ayrıldığı mağdura ait müstehcen fotoğrafları tanık...'ın cep telefonuna göndermek suretiyle ifşa ettiğinin iddia edildiği olayda, sanığın suçu inkara yönelik savunması, mağdurun müstehcen fotoğrafların kendisine ait olduğuna ilişkin beyanının bulunmaması, tanık ...'ın C.Savcılığındaki ifadesinde, sanığın, kendisine, mağdurun vesikalık fotoğrafını ve kafa kısmı olmayan müstehcen kadın fotoğraflarını gönderdiğini belirtmesi karşısında, fotoğrafların ele geçirilemediği ve kime ait olduğunun belirlenemediği gözetildiğinde, sanığın, müstehcen fotoğrafların mağdura ait olduğuna ilişkin kanaat oluşturarak mağduru toplum içinde küçük düşürmeye, incitmeye, onur, şeref ve saygınlığını rencide etmeye yönelik sabit olan eyleminin, TCK'nın 125/1-2. maddesine uyan hakaret suçunu oluşturduğu ve sanığın bu suçtan sorumlu tutularak cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek olayda uygulama yeri bulunmayan aynı Kanunun 134/2. maddesi uyarınca hüküm kurulması,3- Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde TCK’nın 53. maddesinin (1). fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.