Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20924 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20190 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm: 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK' nın 62, 52/2,51/1-3, 53/1. maddeleri uyarınca iki kez mahkumiyet.2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın iki kez mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan "tespit ve tescil" başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz ... ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, ...Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 19.05.1998 tarih ve 3148 sayılı kararıyla 3. derece doğal sit alanı ilan edilen ... köprüsüne 80 metre mesafede bulunan ve ...Milli Parkı içerisinde kalan araziye, sanık tarafından izinsiz olarak 96,78 metrekare genişliğinde betonarme bina inşaatına başlandığı, bu durumun 15.07.2008 tarihinde kolluk görevlilerince tespit edildiği ve sanık hakkında 23.02.2009 tarihinde iddianame düzenlenerek 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, 2009/18 Esas numarası üzerinden görülen davanın 25.08.2010 tarihli olay yeri keşfinde yapılan gözlemde sanık tarafından inşaata devam edilmiş olduğunun ve binanın kaba işinin bitirildiğinin tespit edildiği ve inşaata devam eden sanık hakkında mahkemece, Çamlıhemşin Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, sanık hakkında düzenlenen 25.02.2011 tarihli iddianame ile 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, Çamlıhemşin Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/17 Esas numaralı dosyası üzerinden görülmekte olan davanın 2009/18 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve iki davanın 2009/18 Esas sayılı dosya üzerinden görüldüğü, böylece sanığın 3. derece doğal sit alanı içerisinde izinsiz inşai faaliyette bulunduğu ve hakkında iddianame düzenlenmesiyle kesintiye uğrayan eylemine devam ettiği ve yapılan ikinci tespit ile yeniden aynı suçu işlediği, ilgili Koruma Bölge Kurulu'nun sit kararının bölgede mutad vasıtalarla duyurusunun yapıldığı ve buna ilişkin tutanakların da dosyada bulunduğu, gerek sanık beyanlarından ve gerekse de Mernis kaydından anlaşılacağı üzere, sanığın 3. derece doğal sit alanı ilan edilen bölgede ikamet ettiği, bu nedenle bölgenin sit alanı olduğunu bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, böylece sanığın 3. derece doğal sit alanı içerisinde izin almadan iki kez inşai faaliyette bulunduğu ve üzerine atılı suçun sabit olduğu, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın aynı eyleminden dolayı iki kez cezalandırılmasının yerinde olmadığına ilişkin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 53/3 maddesi gereğince mahkum olduğu hapis cezası ertelenen sanığın, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından 53/1 maddesinin uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkında kurulan hükmün TCK'nın 53/1. maddesine ilişkin kısımlarının hükümden çıkartılarak, yerine, “sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a,b,c,d,e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise sanığın cezası ertelendiğinden, 5237 sayılı TCK'nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına” cümlesinin eklenmesi, suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.