Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20915 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29644 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62/1, 50/3, 50/1-a, 52/2-4, 53/6 ve 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın olay tarihinde sevk ve idaresindeki araç ile, gece vakti, meskun mahalde, 7 metre genişliğindeki asfalt kaplamalı tek yönlü, trafik işaret levhalı, aydınlatmanın bulunduğu, ıslak zeminli yolda seyir halinde iken, seyir istikametine göre sağdan sola geçmeye çalışan maktüle çarpması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın olaydan yaklaşık 50 dakika sonra yapılan ölçümde, 0,48 promil alkollü olması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 22/3. maddesinin uygulanması gerektiği belirtilmiş ise de; katılan ...’nin sanığın alkollü olduğunu bildirmesi dışında, sanığın aldığı alkol miktarının sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde 'emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde' olup olmadığının tespitinin bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek; dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyonu gibi nörolojik, nistogmus, akomodasyon. görme gibi, oftalmolojik ve genel durumun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği; ancak sanığa bu muayeneler yapılmamış-yaptırılmamış olduğundan sanığın emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edip edemeyeceği hususunun tespit edilemediği; katılan ...’nin maktülün eşi olması nedeniyle yanlı beyanda bulunabileceği dikkate alındığında sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamasında isabetsizlik görülmemiş olup tebliğnamede bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sanığa üst hadden ceza verilmesi gerektiğine; sanık müdafiinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 52/4. maddesi gereğince, taksitlerden birinin ödenmemesi halinde, geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ihtarından sonra, aynı madde gereğince “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği” ihtar edildiği halde, infaz aşamasında nazara alınması gereken 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi gereğince de ihtarına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK' un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 7. bendinde yer alan “ve 5275 sayılı kanunun 106. maddesi gereğince hapis cezasına çevrileceğinin” ibarelerinin hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.