Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20914 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28835 - Esas Yıl 2013





Tebliğname no : 12 - 2012/305960Mahkemesi : Ankara(Kapatılan) 13. Sulh Ceza MahkemesiTarihi : 22/05/2012Numarası : 2011/1311-2012/791Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Dosya kapsamına göre; aydınlatmalı, yol şerit çizgileri mevcut, 14 metre genişliğinde çift yönlü, asfalt kaplamalı yol üzerinde, sanık tarafından sevk ve idare edilen aracın, diğer sanığa ait yol kenarında park halinde iken geri manevra yapan aracına sol arka yanından çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği olayda;Kazadan 97 dakika sonra alkometre ile yapılan ölçüme göre, 0,20 promil alkollü olduğu belirlenen sanık hakkında Adli Tıp Kurumu, 5. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 02.05.2012 tarihli raporda, "...alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde 'emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde' olup olmadığının tespitinin bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek; dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyonu gibi nörolojik, nistogmus, akomodasyon, görme gibi, oftalmolojik ve genel durumun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği; ancak sanığa bu muayeneler yapılmamış-yaptırılmamış olduğundan sanığın emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edip edemeyeceği hususunun tespit edilemediği" görüşüne yer verilmesi, gerek kazanın hemen ardından düzenlenen genel adli muayene raporu ve trafik kazası tespit tutanağında, sanığın dışa yansıyan davranışları ile ilgili olumsuz bir tespit ve açıklamada bulunulmaması, sanığın düşük miktarda almış olduğu alkolün etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğine dair dosya kapsamında da bir delil mevcut olmaması karşısında, TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun, ancak kasten işlenebilen suçlardan olduğu ve bu suçun oluşabilmesi için aracın kasıt ya da olası kasıtla kişilerin hayat, sağlık ve malvarlığı açısından tehlike yaratacak bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerektiği gözetilmeden, atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelere dayalı olarak, sanık hakkında, mahkûmiyet hükmü kurulması.Kabule göre de;1-TCK'nın 53/6. maddesinin ancak taksirli suçlarda uygulanabileceği nazara alınmadan, kasten işlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkûm edilen sanık hakkında anılan madde uygulanmak suretiyle sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmesi,2-Sanık hakkında hesap hatası sonucu sonuç adli para cezasının da 3.600 TL yerine 3.650 TL olarak fazla tayini,3-Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulduğu halde gerekçeli karar başlığına suçun “taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/2-c maddesine muhalefet edilmesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca; hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.