Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20613 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29387 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç :Taksirle yaralamaHüküm :TCK'nın 89/1, 89/2-b, 62/1, 52/2-3-4; 5275 sayılı Kanunun 106. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle yaralama suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A- Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2.000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ilâ 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3.000 TL’ye kadar (3.000 TL dahil) para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; 14.02.2013 tarihinde verilen 2.240 TL'den ibaret mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak REDDİNE,B- Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;Gerekçeli karar başlığında CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi, mahallinde tamamlanabilir yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sanıklar hakkında üst sınırdan ceza tayini gerektiğine; sanıklar müdafiinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanıklar hakkında tayin olunan adli para cezalarının taksitlendirilmesinde taksit aralıklarının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/4. maddesine aykırı hareket edilmesi,2- Sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezalarının TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesinden sonra, aynı madde uyarınca, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği ihtarının yapılması gerektiği gözetilmeksizin infaz aşamasında nazara alınması gereken 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi gereğince ihtarına karar verilmesi,3- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 2. bendinin 5. alt paragrafında yer alan “10 eşit” ibaresinden önce gelmek üzere “aylık” ibaresinin eklenmesi, aynı paragrafta yer alan “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106 md sine uygun şekilde yapılan ödeme emrinin tebliğine rağmen” ibarelerinin çıkarılması; hükme “Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 660 TL maktu vekalet ücreti takdiri ile sanıklardan eşit şekilde alınarak katılana verilmesine” ilişkin bendin eklenmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.