Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20612 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29388 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle yaralamaHüküm :TCK'nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay günü gece saat 21:20 sıralarında yağmurlu havada, aydınlatmanın olmadığı meskun mahal dışında, orta refüjle bölünmüş, tek yönlü, 13 metre genişliğindeki yüzeyi ıslak, asfalt kaplama, hafif eğimli ve hafif virajlı yolda idaresindeki otomobille seyir halinde bulunan sanığın, önünde aynı istikamete doğru seyreden katılan ...'ın idaresindeki otomobile arkadan tam kusurlu olarak çarpması şeklinde gelişen ve iki kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayda; mağdur ...'nın beyanında, kaza nedeniyle beyin kanaması geçirdiğini, kaburga ve bacağında kırık meydana geldiğini, dört gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 5-6 gün de serviste tedavi gördüğünü, yaklaşık 3 ay çalışamadığını ifade etmesi, müşahade evraklarındaki tıbbi verilerin mağdurun beyanını doğrulaması, kaldı ki kazanın meydana gelmesinde sanığın tam kusurlu olması ve mahkemece sanık hakkında temel ceza belirlenirken bu hususun da göz önünde bulundurulması karşısında, mahkemenin sanık hakkındaki temel cezayı teşdiden belirlemesine ilişkin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede bu hususta bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusura ve eksik incelemeye ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (f) bendinde yer alan "kastın ağırlığı" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,2-Sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezası, TCK'nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmadığı halde hükümde söz konusu hürriyeti bağlayıcı cezanın kısa süreli olduğunun belirtilmesi,3- Sanık hakkında hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın kısa süreli olmaması nedeniyle, hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, hapis cezasını adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK'nın 50/4. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkında temel cezanın verilmesi sırasında gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan, hüküm fıkrasının 1. paragrafında yer alan “kastın yoğunluğu” ibaresinin hükümden çıkarılması, hüküm fıkrasının 4. paragrafının hükümden çıkarılarak yerine “Sanığa verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK'nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK'nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 605 tam gün olarak belirlenmesine” ilişkin bendin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.