Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç :Taksirle yaralamaHüküm :BeraatTaksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay günü gündüz saat 06:35 sıralarında açık havada, meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, 9 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, görüşe engel cismin bulunmadığı, eğimsiz düz yolda idaresindeki ticari taksiyle seyir halinde bulunan katılanın, ışıklı dönel kavşakta, kendi seyir yönüne hitap eden ''Dur'' trafik işaret levhasına rağmen kontrolsüzce seyrine devam ettiği, bu esnada idaresindeki ekip aracıyla, kendi seyir yönüne yanan yeşil ışıkta geçen sanığın, katılanın aracına çarpması şeklinde gelişen ve katılanın nitelikli şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan olayda; soruşturma aşamasında dosyanın tevdi edildiği trafikçi jandarma tarafından düzenlenen 09.04.2012 tarihli bilirkişi raporunda sanığın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 52/1-a maddesinde yer alan “Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak” kuralını ihlal ettiği belirtilmiş ise de, sanığın kaza anındaki hızına ilişkin mekanik bir tespitin yapılmaması, olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında sanığa herhangi bir kusur izafe edilmemesi ve kusur durumunu değerlendirme yetkisinin dosyadaki bilgi ve belgelerden hareketle bizzat hakimin takdir ve yetkisinde bulunması nedeniyle, tebliğnamade, yeniden bilirkişi raporu alınması yönünde bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından failin taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, kusura ve eksik incelemeye ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hükmün gerekçesinde ve hükümde, sanığın kusursuz olduğu gerekçe gösterilerek beraatine karar verildiğinin belirtilmesine karşın uygulama maddesinin “CMK 223/2-c” yerine, “CMK 223/2-a” olarak yanlış gösterilmesi suretiyle CMK'nın 232/6 maddesine aykırı davranılması,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 1. paragrafında yer alan “223/2-a” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine, “223-2-c” maddesinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün beraate ilişkin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.