Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20599 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29394 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle yaralamaHüküm :TCK'nın 89/4, 62/1-2, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olaydan 1 saat 44 dakika sonra yapılan ölçümde 47 promil alkollü olduğu belirlenen sanığın, olay günü gündüz saat 17:30 sıralarında yağmurlu havada, aydınlatmanın bulunduğu meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, 5,9 metre genişliğindeki yüzeyi ıslak, asfalt kaplama, eğimli düz yolda idaresindeki otomobille geri manevra yaparak aracı park etmek isterken, mağdurlara aracının sol arka kısmıyla çarpması şeklinde gelişen ve iki kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 84. maddesindeki sürücülere ait asli kusurlardan “manevraları düzenleyen genel şartlara uymama” kuralını ihlal eden sanığın tam kusurlu olduğu, hükmün gerekçesinde, mağdur beyanları ve işyeri güvenlik kamera görüntülerinin açıklanması suretiyle sanığın kusurluluğu ile olaya ilgisiz ve duyarsız kalmasının ortaya konduğu, “suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri” gerekçe gösterilerek sanık hakkında temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamede bozma öneren (1) no.lu görüşe; sanık hakkında açılan kamu davasında bilinçli taksir hükmünün uygulanmasının talep edilmemesi, sanıktaki alkol derecesinin 100 promilin altında kalması, dosya kapsamındaki delillerden sanığın güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğine dair delil bulunmaması ve sanığın, aksi kanıtlanmayan savunmasına göre, alkolü kaza sonrası evde aldığını ifade etmesi nedeniyle, TCK'nın 22/3. maddesinin uygulanmamasına ve bu hükmün tartışılmamasına ilişkin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede bozma öneren (2) no.lu görüşe iştirak edilmemiş; gerekçeli karar başlığında CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi, mahallinde tamamlanabilir yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusura, ertelemeye, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve eksik incelemeye ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında temel cezanın verilmesi sırasında gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan hüküm fıkrasının 1. paragrafında yer alan “sanığın amaç ve saiki” ibaresinin hükümden çıkarılması suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.