Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : BeraatTaksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Olay günü gece saat 18:50 sıralarında açık havada, meskun mahalde tek yönlü yolda ölenin, yakın mesafede yaya üst geçiti bulunmasına rağmen üst geçidi kullanmayarak trafiğin hızlı seyrettiği yoldan karşıya geçmeye çalışırken, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın ölene çarptığı, çarpmanın şiddetiyle ölenin sanığın aracıyla seyrettiği şeride düştüğü, sanığın aracının ölenin üzerinden geçerek ölümüne sebep olduğu olayda; her ne kadar yapılan keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporunda sanık “kazanın meydana geldiği yer meskun mahal olduğundan dolayı araç trafiğinin yoğun olduğunu göz önünde bulundurmadan, sürücü aracı ile şehir içinde gidebileceği en yüksek hız ile seyir halinde bulunarak (yanında bulunan tanık beyanına göre hızının 50 ile 60 km/s arasında olduğu) dikkatli ve tedbirli araç kullanmadığı, ilk araç ile aralarında yaklaşık olarak 100 metrelik mesafe bulunmasına rağmen aracı durdurmaya çalışmadığı ve önlenebilirlik davranış içerisine girmediğinden tali kusurlu bulunsa da önde ve sol şeritte seyreden plakası tespit edilemeyen aracın yola giren yayaya çarpması neticesi, yayanın çarpmanın şiddetiyle sanığın aracının önüne düştüğü olayda tanık beyanlarına göre sanığın hızının meskun mahal şartlarına uygun olduğu gözetildiğinde, Adli Tıp raporunun oluşa daha uygun olduğu ve sanığın kazanın oluşumunda atfı kabil kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla; eksik incelemeye ilişkin bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, eksik incelemeye ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine,ancak; Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanığın kusursuz olduğu mahkemece de kabul edildiği halde, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığından bahisle 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca sanık hakkında beraat hükmü kurulması, İsabetsiz olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 2. bendinde yer alan, “CMK 223/2-e” ibareleri “CMK'nın 223/2-c” olarak düzeltilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan beraate ilişkin hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.