Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20325 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27606 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmeHüküm : Beraat Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.05.2013 tarih 2013/11-87-245 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, vekalet ücreti kişisel hakka ilişkin olup, kişisel hakka ilişkin kanuna aykırılıkların Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir. Bu nedenle, hakkında beraat kararı verilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre, bozma sebebi olarak kabul edilmemiştir. İncelenen dosyada, Türkiye çapındaki vergi dairelerinin, defterdarlıkların ve Vergi Dairesi Başkanlığı'nın bütün işlemlerinin bilgisayar ortamında gerçekleştirilmesine olanak sağlayan, vergi mükelleflerinin vergi ile ilgili işlemleri ve kişisel bilgilerinin kayıt altına alındığı Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi Daireleri Otomasyon Projesi (VEDOP) sistemine giriş yap??larak, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, politikacılar, bürokratlar, diplomatlar, bilim adamları, gazeteciler, sanatçılar, sporcular, iş adamları gibi içinde bulundukları konum, mesleki faaliyetleri veya görevleri nedeniyle kamuoyu tarafından tanınan kişilerin, kişisel verilerinin ele geçirilip, basın ve yayın organlarında ifşa edildiğinden bahisle başlatılan adli soruşturma sonunda, Körfez Vergi Dairesinde görev yapan sanık ...'ın, 2006 yılında, kendisine görevi gereği verilen kullanıcı kodu ve şifreyi kullanıp, VEDOP sisteminde usulsüz sorgulama yapmak suretiyle verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;Maliye Bakanlığı Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığında görevli müfettişler tarafından hazırlanan 18.01.2008 tarihli raporda belirtilen, “Bir kısım sistem kullanıcılarının görev dışında farklı bir saikle, özellikle merak saiki ile veya medyada çıkan bazı haberler üzerine, kendilerine tahsis edilen odada kendilerine tahsis olunan bilgisayarda kendilerine veya başkalarına ait kullanıcı kodu ve şifreleri ile yapmış bulundukları veri sorgulamalarının; bazı devlet büyüklerinin, üst düzey politikacıların veya bazı üst düzey bürokratların ve/veya bunların aile fertlerinin ve/veya bunların ortak veya ilintili olduğu bazı şirketlerin sicil bilgileri, bağlı oldukları vergi dairesi gibi vergilendirme ile ilgili birincil ve ikincil düzeydeki bilgilerini öğrenebilme, kişisel husumet, kırgınlık, kızgınlık gibi herhangi bir durumun varlığı olmaksızın amirlerini tanıma, şifre erişim yetkisinin sınırlarını görebilme, sistemi tanıma ve deneme gibi gerekçelerle, büyük bir çoğunlukla yazılı ve görsel medyada yer alan haberler üzerine kişisel merak saikiyle, değişik kullanıcılar açısından ayni tarihte birbirini tamamlayıcı bir mahiyet de arz etmeksizin, birbirine paralel bir nitelik taşımaksızın, belirli bir organizasyon ve eş güdüm içerisinde, kişileri veya kurumları bürokratik ya da siyasi açıdan yıpratmak kastıyla hareket edilmeksizin, sistem kullanıcısı memurların önemli bir kısmını kapsayan yaygın bireysel eylemler sonucunda, büyük çoğunluğunun incelemeye tabi tutulan dönem itibarıyla kişi ve kurum bazında tekrarlanmayan nitelikte gerçekleştirildiği; ayrıca, söz konusu sorgulamalar nedeniyle vakıf olunan kişisel bilgilerin; çıktı alma, kullanma, üçüncü şahıslarla paylaşma, gazete, televizyon veya internet kanalıyla dağıtımı gibi fiillerle ifşası kapsamında değerlendirilebilecek eylemlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin sınırlı inceleme olanakları nedeniyle fiilen tespit edilmesinin güç olduğu, zaten VEDOP/E-VDO sisteminin, verilerin disket, cd-rom veya bellek kartı gibi veri iletim araçlarına aktarılmasına ya da elektronik posta yoluyla başkalarına gönderilmesine imkan tanımadığı, bu sorgulamaların, hakkında sorgulama yapılan şahıslarla veya kurumlarla ilgili olarak yazılı ve görsel medyada yer alan haberlerin bizzat kaynağı oldukları konusunda da herhangi bir bağlantının saptanamadığı” şeklindeki açıklamalara, sistem kullanıcılarının, kendi kullanıcı adı ve şifreleri ile merkezi veri tabanına ulaşabildikleri ve yurt genelindeki mükellefler hakkında sorgulama yapabildikleri tespitinin yer aldığı 04.02.2008 tarihli 4 kişilik bilirkişi heyeti raporuna ve dosya kapsamına göre; Sanığın, işlemlerin aksamaması ve mağduriyete sebebiyet vermemek amacıyla, bilgisayarında oturumunu açık bıraktığı sırada başkaları tarafından ya da aynı gerekçelerle kullanıcı kodu ve şifresini paylaştığı diğer mesai arkadaşları tarafından isnat edilen sorgulamaların yapılmış olabileceğine dair savunmasının aksine delil bulunmaması karşısında, iddiaya konu eylemin, mutlaka ve sadece sanık tarafından gerçekleştirildiği sonucuna varılamayacağı anlaşılmakla, Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, üst Cumhuriyet savcısının, sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.