Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20159 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28050 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralama, Trafik güvenliğini tehikeye sokmaHüküm : 1-Taksirle yaralama suçundan TCK'nın 89/1, 89/2-d, 62/1, 52/2. Maddeleri gereğince mahkumiyet, 2-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraat Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Taksirle yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Anayasa Mahkemesi'nin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2.000 TL'ye kadar (2.000 TL. dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3.000 TL’ye kadar (3.000 TL. dahil) para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu, 11.09.2013 tarihinde verilen 2.240 TL'den ibaret mahkumiyet hükmüne karşı suç niteliğine ilişkin de herhangi bir temyiz istemi bulunmadığından, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,2-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olay gecesi, katılanın idaresindeki otomobille, seyrettiği sokaktan ışıklı T kavşağa çıkış yapıp sağa dönmek istediği ve dönüşünü tamamladığı sırada, aracının arkasına, ana yolda solundan gelen sanık idaresindeki otomobilin önü ile çarpması şeklinde gelişen olayda; sanığın olay sonrası yapılan ölçümde 109 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi karşısında, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumda olmasına rağmen araç kullanmış olması sebebiyle üzerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının oluştuğu, TCK'nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise mağdurun yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, tüm bu nedenlerle sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılması ile yetinilmesi, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği sabit olmadığı kabul edilerek bu suçtan beraatine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının sanık hakkındaki trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraatine ilişkin (2) numaralı fıkranın hükümden çıkartılarak yerine “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına” ilişkin cümlenin 2. fıkra olarak yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.