Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : TCK'nın 179/3-2, 62/1, 50/1-a, 52/1-2-4 ve 5275 sayılı Kanun'un 106/2. maddeleri gereğince mahkûmiyet Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığa 16/11/2013 tarihinde tebliğ edilen hükme karşı süresi içinde 22/11/2013 tarihinde temyiz başvurusunda bulunmuş olması karşısında, temyiz talebinin süresinde olmadığından bahisle temyiz isteminin reddine dair verilen ek kararın kaldırılarak yapılan incelemede;Sanığın suç tarihinden kısa bir süre öncede aynı suçtan mahkumiyet aldığı ve olay tarihinde de ağır vasıta araç ile 216 promil alkollü bir vaziyette seyir halinde iken kaza yaptığı olayda, temel cezası belirlenirken, 5237 sayılı TCK'nın 22/4 ve 61. maddelerine göre, asgari hadden daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerektiği halde teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında ceza tayini; aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazların??n reddine, ancak;TCK'nın 52/4. maddesi gereğince, taksitlerden birinin ödenmemesi halinde, geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ihtarından sonra, aynı madde gereğince “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin” ihtar edildiği halde, infaz aşamasında nazara alınması gereken 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi gereğince de ihtarına karar verilmesi, İsabetsiz olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK' un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 5275 sayılı Kanun'un uygulanmasına ilişkin 10. bendinin hükümden çıkarılması suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.