Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaHüküm : TCK’nın 89/1-3-b, 53/1-a,b,c,d,e, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın olaydan 40 dakika sonra alınan alkol raporuna göre 143 mg/dl alkollü iken, gece vakti meskun mahalde, 10 metre genişliğindeki tek yönlü asfalt kaplamalı yolda, kavşak çıkışında, sanığın geliş istikametine göre sağdan sola geçişini tamamlamak üzere olan mağdura çarparak olay yerinden kaçması şeklinde gerçekleşen olayda; bilinçli taksirin uygulanma koşullarının oluştuğu ve bu nedenle cezasından TCK'nın 22/3. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, katılanın yaralanmasının niteliğine ilişkin yeniden rapor alınması ve sanığa alt hadden ceza verilmesi gerektiğine, erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen güvenlik tedbirlerinin, taksirli suçlarda uygulanamayacağı gözetilmeksizin sanık hakkında güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkındaki hüküm fıkrasının hak yoksunluğu uygulamasına ilişkin, 9. bendinin hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.