Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm :Taksirle yaralama suçundan; TCK'nın 89/4, 62/1, 51/1-3-6-7-8. maddeleri gereğince mahkûmiyet, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan; beraat Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise beraatine ilişkin hükümler, katılanlar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A– Katılan ...'in, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Katılanın, olay nedeniyle sadece yaralanmış olması karşısında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından, katılan ...'in, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,B- Katılan ...'ın, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın, eksik incelemeye ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Oluşa ve kabule göre; ışıklı kavşakta hangi tarafa kırmızı veya yeşil ışık yandığının kesin olarak saptanamamış olduğunun kabul edilmesine karşın, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçe gösterilerek CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 2. bendinde yer alan “kanunda tanımlanmış şekilde işlenmediği sabit olduğundan CMK nun 223/2-a gereğince” cümlesinin hükümden çıkartılarak, yerine “sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan beraate ilişkin hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,C- Katılanların taksirle yaralama suçundan verilen hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;Olay günü gece saat 21:45 sıralarında açık havada, aydınlatmanın bulunduğu meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, 16 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, eğimsiz düz yolda idaresindeki kamyonetle seyir halinde bulunan sanığın, ışık kontrollü 4 yönlü kavşakta, seyrine göre sağ taraftan idaresindeki otomobille seyir halinde bulunan katılan ...'in aracının sol arka kısmına çarpması şeklinde gelişen ve biri nitelikli şekilde olmak üzere iki kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayda, hükme esas alınan 23.01.2013 tarihli bilirkişi raporunun oluşa uygun olduğu, kaldı ki, kaza mahallinin ışık kontrolsüz kavşak olduğu kabul edilse dahi, seyrine göre sağındaki araca geçiş üstünlüğü tanımak zorunda olan sanığın yine asli derecede kusurlu olacağı anlaşıldığından, tebliğnamede, “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği yönünde bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılanların eksik incelemeye ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1 ve 22/4. maddelerinde yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK'nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, sanığın asli derecede kusurlu olduğunun mahkemece de kabul edildiği somut olayda, alt sınır aşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza yerine, asgari hadden ceza tayini,2- 5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine, denetim süresi içerisinde işlenecek ikinci suçtan dolayı hüküm veren mahkeme tarafından karar verileceği gözetilmeden, infazı kısıtlar şekilde, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde cezanın aynen infazına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, taksirle yaralama suçundan verilen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.