Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19482 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14283 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Ağır Ceza MahkemesiSuç :Taksirle öldürmeTaksirle öldürme suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Eşit kusurlu oldukları tespit ve kabul edilen sanıkların 4 kişinin ölümüne ve 4 kişinin nitelikli şekilde 2 kişinin de basit şekilde yaralanmalarına neden oldukları nazara alınıp asgari hadden daha fazla uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeyerek temel cezanın 6 yıl 6 ay olarak belirlenmiş olması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.I-Sanık .. hakkındaki mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;Kendilerini vekille temsil ettiren katılanlar... ve ...’ın sanık .. hakkında şikâyetçi oldukları ve katılma kararının adı geçen sanık yönünden hükmünü icra ettiği gözetilerek, sanık .. aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,II-Sanık ...hakkındaki mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin incelenmesine gelince;Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Çiftçi olup, aylık 3400 TL gelir beyan eden, eşit kusurlu olduğu tespit ve kabul edilen sabıkasız sanığın savcılıkta alınan beyanında, olay nedeniyle çok üzgün olduğunu, duruşmadaki beyanında ise olay sonrası yaralılara yardım ettiklerini, hastaneye gittiklerini bildirmesi, aşamalarda pişman olmadığına dair söz ve davranışının bulunmaması ile sanık hakkındaki vaki şikayetlerin geri alınmış olması nazara alınarak, sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi gerektiği gözetilmeyerek, “…yöremizde toplum arasında "Sosyal Barış" denen bir gerçeklik de bulunmaktadır. Buna göre, taraflar kendi aralarında uygun gördükleri şekilde anlaşıp mahkemeyi aradan çıkartarak mahkemeden gelecek ceza tehdidinin etkisini en aza indirerek dava konusu olayı kapatma gayretine girmektedirler. Bu nedenle…. sanıkların somut olayda eşit kusurlu kabul edilmesi de dikkate alındığında tüm yargılama süresince herhangi bir pişmanlık göstermeyen sanık ... hakkında şikayetten sırf belirtilen sosyal yapı dolayısıyla vazgeçilmiş olması nedeniyle hakkındaki hapis yaptırımının adli para cezasına çevrilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı değerlendirildiğinden…” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ve “sanığın kişiliği, olay sonrasındaki tutum ve davranışları nazara alındığında yargılama sürecinde pişmanlık duyduğu yönünde olumlu kanaate varılmadığından” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan, dosya kapsamına da uygun düşmeyen hüküm ile reddine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.