Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatDavacı vekilinin 17.05.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağını oluşturan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/281 Esas - 2012/76 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) rüşvet almak ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama sonunda hakkında beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 07.03.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 17.05.2012 tarihinde CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, hükmün gerekçesinde ve kısa kararda davacı yararına 7.000 TL manevi tazminata takdir edildiğinin açıklanması ve aynı miktarda manevi tazminata hükmedilmesi karşısında, hükmün gerekçe kısmının son paragrafında davacı yararına bu kez 1.500 TL manevi tazminata hükmedildiğinin yazılması, sehven yapılan hata ve mahallinde çıkartılması mümkün fazlalık olduğu ve 17.05.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması mahallinde ilavesi mümkün yazım hatası olduğu kabul edilmiştir, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Dairemizce bozma ilamından sonra benimsenen görüşe göre, davacının tüm maddi tazminat talebinin beraat ettiği dosyada ödediğini iddia ettiği avukatlık ücreti olduğu nazara alındığında, 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. bendinin içeriğinin hükümden bütünüyle çıkartılarak yerine “Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 7.000 TL manevi tazminatın, talep gereği dava tarihinden itibaren hesaplanacak olan yasal faiziyle birlikte davalı HAZİNEDEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.