Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1937 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4394 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62/1, 51/2-3. maddeleri uyarınca mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;23.06.2014 tarihinde katılanın Türkiye'de bulunan MERNİS adresine yapılan tebliğin katılanın göndermiş olduğu temyiz dilekçesi kapsamından tebliğ tarihinde yurt dışında yaşadığının anlaşılması nedeniyle usulsüz olduğu, öğrenme ile sürenin başladığı, katılanın 11.07.2014 tarihli temyiz dilekçesinin bu nedenle süresinde olduğu kabul edilerek, tebliğnamedeki ret görüşüne iştirak edilmemiştir.Olay günü, gündüz vakti, sanığın, idaresindeki araç ile yerleşim yeri içerisinde seyir halindeyken, kendisi ile aynı istikamette seyir halinde olan ölenin idaresindeki aracı sollamak istediği, ölen tarafından sola doğru manevra yapılması nedeniyle araçların yol kenarında (banket dışında) çarpışmaları sonucu tarfik kazası meydana geldiği, olaydan sonra kolluk kuvvetlerince düzenlenen tespit tutanağında ölenin, "manevraları düzenleyen kurallara uymama"; sanığın ise "önündeki aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlememe" kurallarını ihlal etmeleri nedeniyle kusurlu olduklarının belirtildiği, dosya içeresinde mevcut Adli Tıp Kurumu raporu ile de ölenin, "geriyi yeteri kadar kontrol etmeden ve yaklaşmış olan aracı dikkate almadan kontrolsüz şekilde sola yönelerek dönüşe geçtiği" için asli kusurlu; sanığın ise, "mahal şartlarını ve trafiğin seyir durumunu dikkate alarak kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği ve zamanında etkili tedbir almadığı" için tali kusurlu olduğunun belirlenmesi karşısında; ölenin kızı olan katılan ...'in, kazadan sonra olay yerine gittiğinde, babasının idaresindeki aracın sola sinyalinin yanık durumda olduğu, sanığın da kovuşturma aşamasında yaptığı savunmada, ölenin aracının, kendi idaresindeki aracın 15-20 metre ilerisinde olduğu beyan ve savunmanın mevcut kabul ve deliller karşısında kusur durumunu etkilemeyeceği anlaşılmakla, tali kusur atfedilen sanık hakkında mahkumiyet hükmü tesisinde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiş,Katılan ...'in soy adının gerekçeli karar başlığında "Eğilmez" olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı kabul edilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın ceza miktarına ve delil değerlendirilmesinde hata yapıldığına, sanık müdafinin ise bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin, 5237 sayılı TCK'nın 51. Maddesinin (1) numaralı fıkrası yerine, aynı maddenin (2) numaralı fıkrası olarak gösterilmesi,İsabetsiz olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının beşinci paragrafında yer alan Kanun maddesinin, "5237 sayılı TCK'nın 51/1. maddesi" şeklinde düzeltilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.