Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19287 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç :Taksirle YaralamaHüküm :TCK'nın 89/1, 89/2 (b, e), 22/3, 62/1, 52, 52/4, 53/6. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK'nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, tam kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu katılanın yaşamını tehlikeye sokacak, vücutta hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyecek kemik kırıkları oluşturacak, yüzde sabit iz meydana getirecek, duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaralanmasına sebebiyet veren sanık hakkında, üst sınırdan ceza tayini yerine, adalet ve hakkaniyete uygun olmayacak şekilde az ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından; TCK'nın 61/2. maddesine aykırı olarak, 5237 sayılı TCK'nın 22/3. maddesinin aynı Kanunun 89/1. maddesi gereğince temel ceza belirlendikten sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, sonuç cezaya etkili olmadığından bu hususlar bozma konusu yapılmamış; gerekçeli karar başlığında CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi mahallinde tamamlanabilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusura, kazaya katılanın eyleminini sebebiyet verdiğine, eksik incelemeye, ceza miktarına ve ödeme gücü bulunmadığına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Katılan hakkında Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesince düzenlenen 08.04.2011 tarih ve 2046 karar no.lu adli rapor içeriğinde, katılanda servikal (boyun omurga) 3. ve 4. vertebra kırığına ve medulla lezyonlarına neden olan yaralanmasının; kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğunun; kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının; vücuttaki kemik kırıklarının ve çıkıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1), orta (2-3) ve ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında, birden fazla kemik kırığı olması nedeniyle skorlama yapılarak, şahısta saptanan kırıkların birlikte hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun, kişi hakkında düzenlenmiş olay tarihli tıbbi belgelerde tarif edilen ve kişinin 13.08.2010 tarihinde Kurulumuzda yapılan muayenesinde yüz sınırları içerisinde tesbit edilen yara izinin, belirli bir mesafeden, ilk bakışta belirgin olarak fark edildiğine göre, yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun; dava konusu olaya bağlı sağ hemiparezinin organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğunun belirtilmesi karşısında; sanık hakkında tayin olunan temel cezada TCK'nın 89/2. maddesi uyarınca artırım yapılırken maddenin (a) ve (d) bentlerinin gösterilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 2. paragrafında yer alan “Katılanda meydana gelen olay nedeniyle kemik kırığı ve yaşamını tehlikeye sokacak şekilde şekilde yaralandığı anlaşıldığından TCK.nun 89/2-b-e maddeleri” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “Katılan hakkında Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesince düzenlenen 08.04.2011 tarih ve 2046 karar no.lu adli rapor içeriğinde, katılanda servikal (boyun omurga) 3. ve 4. vertebra kırığına ve medulla lezyonlarına neden olan yaralanmasının; kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğunun; kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının; vücuttaki kemik kırıklarının ve çıkıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1), orta (2-3) ve ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında, birden fazla kemik kırığı olması nedeniyle skorlama yapılarak, şahısta saptanan kırıkların birlikte hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun, kişi hakkında düzenlenmiş olay tarihli tıbbi belgelerde tarif edilen ve kişinin 13.08.2010 tarihinde yapılan muayenesinde yüz sınırları içerisinde tesbit edilen yara izinin, belirli bir mesafeden, ilk bakışta belirgin olarak fark edildiğine göre, yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun; dava konusu olaya bağlı sağ hemiparezinin organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğunun belirtilmesi nedeniyle TCK'nın 89/2 (a,b, d,e) maddesi gereğince,” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.