Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralama Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında açılan davanın düşmesine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın sahibi olduğu ... isimli iş yerinde çalışan mağdurun, sanığın talimat verdiği binada izolasyon işi yaparken, izolasyon malzemesini ısıtmakta kullandığı tüpün alev alması sonucu, hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanması şeklinde gelişen olay sonrasında, savcılığın 25.04.2008 tarihli yazısı üzerine 27.04.2008 tarihinde iki polis memuru ve bir komiser huzurunda ifadesi alınan katılan...'ün olayla ilgili herhangi bir kişiden şikayetinin bulunmadığını belirtmiş ve ancak her iki elinin yanık olması nedeniyle imzasının alınamadığı ifade tutanağına yazılmış ise de, katılanın daha sonra mahkemede alınan beyanında bu ifadesini kabul etmediği, katılanın bu tarihte şuuru açık olmakla birlikte durumunun kötü olduğunun ve hastanede tedavi için yattığı ve bir gün sonra da ...'ya sevk edilerek, buradaki tedavisinin de 27.10.2008 tarihine kadar devam etmesi, şikayet süresinin de hastaneden taburcu olmasından sonra başlaması ve 20.04.2009 tarihli vekili aracılığıyla verdiği dilekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmek suretiyle 6 aylık şikayet süresi içinde şikayet hakkının kullanıldığının anlaşılması karşısında, yargılamaya devam edilerek atılı suçla ilgili esasa ilişkin hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.