Mahkemesi : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine, birleşen 2014/21 esas sayılı dosya yönünden beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 2013 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete'de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ... Koruma Bölge Kurulu'nun 04/12/1998 tarih ve 3332 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescilli bölgede yer alan, mülkiyeti sanığa ait 113 ada 4 nolu parselde yer alan taşınmazda yapılan denetimlerde, betonarme üzerine tamamı ahşaptan olacak şekilde ( 8,50 x 6,20 ) m ebatlarında 2,5 m yüksekliğinde tek katlı yapı yapıldığının, bu yapının yaklaşık olarak 1 metre yanında yine aynı ölçülerde tek katlı bir yapı daha inşa edildiğinin 22/05/2013 tarihli kaçak yapı görgü ve tespit tutanağı ile tespit edildiği, aynı taşınmazda belediye görevlileri tarafından yapılan kontroller sonucu düzenlenen 06/06/2013 tarihli yapı tatil zaptında, davaya konu parselde ( 8 x 13 ) m boyutlarında kaçak yapı bulunduğunun belirlendiği, anılan tespitlere ilişkin olarak 27/06/2013 tarihli iddianame ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açıldığı, dosyanın ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/132 no'lu esasına kaydedildiği, Mahkemece yapılan yargılama sırasında, 20/11/2013 tarihinde icra edilen keşif sonrası inşaat mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 06/12/2013 tarihli raporda, “22/05/2013 tarihli kaçak yapı görgü ve tespit tutanağı, 06/06/2013 tarihli yapı tatil zaptı ile keşif günü davaya konu yapılardaki seviyeler kıyaslandığında, bu tarihler arasında yapılarda inşai faaliyetlerin devam ettiğinin, keşif günü itibariyle yapılardaki inşai faaliyetlerin tamamlanmış olduğunun belirlendiği, bilirkişi raporundaki bu tespite binaen, 31/12/2013 tarihli duruşmada, sanık hakkında mühür bozma suçundan gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, kolluk kuvvetleri tarafından tanzim edilen 23/01/2014 tarihli tutanakta, 22/05/2013 tarihli tutanakta davaya konu yapıların ölçüleri (8,50 X 6,20) metre olarak belirtilmişken, 23/01/2014 tarihinde yapılan ölçümlerde, yapıların (6,20 X 10,00) ve (6,00 X 10 ,00) metre ölçülerinde olduğunun, ayrıca yapıların arasındaki boşluğun beyaz ytong taşlarla doldurulduğunun tespit edildiği, anılan tespite ilişkin olarak Çaykara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 31/01/2014 tarihli iddianamesi ile, sanığın 27/06/2013 tarihli ilk iddianame tanziminden sonra inşaata devam ederek, ikinci kez 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçuna sebebiyet verdiği ve mühür bozma suçunu işlediği iddiasıyla sanık hakkında ikinci bir dava açıldığı, iddianamenin, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/21 no'lu esasına kaydedildiği, mahkemenin 03/02/2014 tarihli kararı ile anılan dosyanın 2013/132 Esas no'lu dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmakla, 1) 22/05/2013 tarihli kaçak yapı görgü ve tespit tutanağı ve 06/06/2013 tarihli yapı tatil zaptına istinaden 27/06/2013 tarihli iddianame ile hakkında dava açılmasına rağmen inşai faaliyetini sürdürerek, kolluk kuvvetleri tarafından tanzim edilen 23/01/2014 tarihli tutanakta açıklandığı şekilde ilave binayı tamamlaması karşısında, hukuki kesintinin gerçekleştiği 27/06/2013 iddianame tarihinden sonraki eylemlerin bağımsız bir suç oluşturacağı ve 31/01/2014 tarihli iddianame ile açılan dava yönünden sanığın ayrıca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile sanık hakkında beraat kararı verilmesi,2) İlk iddianamenin tanzim edildiği 27/06/2013 tarihinden sonra suç işleme kastını sürdürerek yapıda yeni müdahalelerde bulunan sanık hakkında tayin edilen cezanın ertelenmemesi gerektiğinin gözetilmemesi ,3) Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.