Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olaydan bir saat sonra yapılan ölçümde 194 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında park halindeki iki araca çarptığı, sanığın savunmasında, ...ilçesinde ikamet ettiğini, ... ilinde içkili lokantalarda çalıştığını, müşteki ...'nın kendisini evinden alarak işyerine bırakan ticari taksi şoförü olduğunu, müştekinin kendisine her zaman yakın davrandığını, sevgili gibi olduklarını, olay gecesi evine dönmek için ...'ın kullandığı araca bindiğini, birlikte ... merkezde bulunan... isimli yere gittiklerini, alkol aldıklarını, saat 02:30 sıralarında lokantadan çıktıklarını, bir müddet sonra...'ın aracı durdurarak kendisini öptüğünü ve eliyle vücuduna dokunmaya çalıştığını, boğuşma sırasında göğsünden yaralandığını, ... isimli yere giderken de birkaç kez aynı şeyleri yaptığını, izin vermediğinden başkaca bir eylem gerçekleştiremediğini, daha sonra ..'de bulunan bir petrol istasyonuna geldiklerini, burada...'dan yemek için birşeyler istediğini, ... araçtan inince, tacizlerden kurtulmak amacıyla aracın direksiyonuna kendisinin ge??tiğini ve ...'ya gittiğini, burada park halindeki iki araca çarptığını beyan ettiği anlaşılmakla, TCK'nın 25/2. maddesinde, başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı failin cezalandırılamayacağının hükme bağlandığı, somut olayda ....'nın tacizlerinden kurtulmak için alkollü vaziyette aracı kullanmak zorunda kaldığı yönünde savunmada bulunan sanığın, petrol istasyonunda araçtan inerek çalışanlardan yardım isteyebileceği, bu şekilde meydana gelebilecek tehlikelerden kendisini koruyabileceği halde, 194 promil alkollü olarak direksiyona geçip, park halinde bulunan iki araca çarptığı olayda, anılan maddede açıklanan “zorunluluk hali” şartlarının oluşmadığı, sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.