Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18613 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1446 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç :Taksirle yaralamaTaksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanığın saat 15:45 sıralarında idaresindeki hafif ticari araç ile çift yönlü, her iki tarafında 1’er m. banket bulunan 7 m genişliğindeki, meskun mahal, sollama yasağını gösterir devamlı çizgi bulunan yolda seyretmekte iken, ön ilerisi sağ tarafında yolcu indirmek üzere durmuş bulunan yarım otobüsü solladığı sırada, söz konusu otobüsten inerek, otobüsün önünden yolun karşına geçmek isteyen katılan ...’ya aracının sağ tampon ve far kısımları ile çarpması, katılanı 16 m ön ilerisine fırlatması ve 25 m ilerde duruşa geçmesi sonucu katılanın yaşamsal tehlike geçirip, sol böbreğinin alınması sebebiyle duyu veya organlardan birinin işlevinin yitirilmesi derecesinde yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın eşit kusurlu olduğunun tespit ve kabul edilmesi karşısında; iki sınır arasında temel ceza belirlenirken adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden ceza tayini,2-Yol üzerindeki sollama yasağını gösterir devamlı çizginin varlığına rağmen ön ilerisinde durmuş bulunan yarım otobüsü sollayan sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi,3-Sanık hakkında TCK'nın 89/1. maddesi gereğince verilen temel cezanın yalnızca en ağır nitelikli halini oluşturan 89/3-b maddesi gereğince bir kat artırılması ile yetinilmesi gerekirken, temel cezanın, önce 89/2-b maddesi gereği ½ oranında artırılıp, sonrasında ise bu cezanın 89/3-b maddesi gereğince bir kat daha artırılması suretiyle fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası yapılacak yargılamada aynı Kanunun 326/son maddesi hükmünün gözetilmesine, 01/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.