Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 18543 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13047 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi : Ağır Ceza MahkemesiDava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminatDavacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması,2-Maddi tazminatın, davacı lehine tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplanan ‘’5.810,18’’ TL yerine, bu miktarın altında kalacak şekilde ‘’5.782,12’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle maddi tazminatın eksik hesaplanması,3-Dava dilekçesinde, tarih belirtilmeden faiz talebinde bulunulmasına rağmen, hükmolunan maddi ve manevi tazminatlar için dava tarihi yerine, tutuklama tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,4-Yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, davacı lehine aynı konu ve tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava bulunup bulunmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanıp, ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, İsabetsiz olup, davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.