Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, tehlikeli madde bulundurmakHüküm : 2863 sayılı Kanunun 74/1 (ikinci cümle); 5237 sayılı TCK'nın 58/6, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet 5237 sayılı TCK'nın 174/3, 58/6, 53/1, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet. 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve tehlikeli madde bulundurmak suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar ve şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Kültür ve Turizm Bakanlığının, tehlikeli madde bulundurmak suçundan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma ve dolayısıyla hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığından, sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık ...'in, suçu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığına, sanık ...'in ise beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; a-Sanık ... hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına dayanak gösterilen, Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinin 03/02/2003 gün, 2001/99 E - 2005/127 Karar sayılı mahkumiyetinin, kesin nitelikte adli para cezasına ilişkin olması, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 305. maddesine göre kesin nitelikteki bu hükmün tekerrüre esas oluşturmayacağı gözetilmeksizin, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58.maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanması, b- 5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, sanıkların sadece kendi alt soyu üzerindeki hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, TCK'nın 53/1. maddesine ilişkin kısmın hükümden çıkartılarak, yerine, “ sanıkların, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise 1-c bendindeki haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” ibaresi eklenmek, sanık ... hakkında tekerrür hükümlerin uygulanmasına ilişkin 2 numaralı paragrafın hükümden çıkartılmak suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün her iki sanık yönünden DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2-2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve verdiği temyiz dilekçesi ile katılma isteğini ortaya koyan Kültür ve Turizm Bakanlığının CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede; Suç tarihinde, saat 10:00 sıralarında, Korkuteli İlçesi Yeşiloba Köyü Teknedibi Mevkinde izinsiz kazı yapıldığının ihbarı üzerine kolluk kuvvetleri tarafından olay yerine ulaşıldığında, sanıklar ... ve ...'in Korkuteli-Fethiye kara yolunun solundaki kuru dere yatağında saklandıklarının görüldüğü, bu kişilerin yakalandığı, daha sonra ihbara konu olan kazının yapıldığı yere doğru yaklaşıldığında, çukurun 100 metre kadar yakınında, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'in kolluk görevlilerinin yaklaştığını fark etmeleri üzerine saklandıkları yerden çıkarak kaçmaya başladıkları ancak sanıkların buna rağmen yakalandıkları, olay yerinde yapılan incelemede, 5x7 metre genişlinde, 8 metre derinliğinde bir çukur bulunduğu, çukurun içerisinde ve etrafında yapılan incelemede bir adet jeneratör, bir adet matkap, 22/01/2007 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Labaratuvarları Dairesi Başkanlığından alınan ekspertiz raporundan içerisinde potasyum klorat bulunduğu anlaşılan, bir miktar beyaz toz bulunan poşet ile kazı sırasında kullanılan çeşitli alet ve edevatın ele geçirildiği, sanıkların dosya kapsamında mevcut savunmalarında, suça konu olan yerde bulunan çukuru define bulmak amacı ile kendilerinin kazmadıklarını beyan etmelerine karşın, sanık ...'e ait cep telefonu içeriğinde, suça konu mahale ilişkin çekilmiş bulunan fotoğraflar ve video kayıtları ile sanıkların yakalandıkları esnada ayaklarında çizme ve üzerlerinde iş kıyafetlerinin bulunması hususları, ayrıca kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen 14/07/2006 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağı içeriği dikkate alındığında, sanıkların hayatın olağan akışına uygun düşmeyen beyanlarının, cezadan kurtulmaya matuf olduğu ve bu sebeple itibar edilemeyeceği, dosya kapsamı itibariyle mevcut deliller dikkate alındığında, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde, Korkuteli İlçesi Yeşiloba Köyü Teknedibi Mevkinde, 5x7 metre genişlinde 8 metre derinliğinde çukur kazarak, üzerlerine atılı olan suçu işlediklerinin kabulünde bir isabetsizlik görülmemekle; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık ...'in, suçu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığına, sanık ...'in, beraatine karar verilmesi gerektiğine, katılan vekilinin ise bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanıklara atılı suçun 2863 sayılı Kanunun 74. maddesinin 5728 sayılı Kanunun 416. maddesi ile değiştirilmeden önceki metni dikkate alındığında, 2863 sayılı Kanunun 74. maddesinin, birinci cümlesindeki ya da 2863 sayılı Kanunun 74. maddesinin ikinci cümlesindeki suçun mu oluşturduğunun tespiti bakımından, kültür varlığı bulmak amacıyla yapılan kazı faaliyetinde bulunulan yerin aynı Kanunun 6. maddesi kapsamında sit alanı ya da korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olup olmadığının tespiti açısından, mahallinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, kazı yapılan yerin tescilli veya 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında kalıp tescile gerek olmaksızın koruma altında bulunan yerlerden olup olmadığı tespit edilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik soruşturma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; a-Sanıkların temyize gelmeyen diğer sanıklar ile birlikte izinsiz kazı yaptığı yerin 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğinde bulunmayan ve sit alanı olarak tescil kaydı mevcut olmayan bir yer olduğunun kabul edilmesi halinde, eylemlerinin 5728 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 2863 sayılı Kanunun 74/2. cümle ve değişiklik sonrası 2863 sayılı Kanun 74/1-2. cümlesine temas eden suçu oluşturduğu gözetilmeksizin, eyleminin define araştırmak suçunu oluşturduğu kanaatiyle uygulama yeri bulunmayan 5728 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 74/2. maddesi gereğince cezalandırılmaları, b-Sanık ... hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına dayanak gösterilen, Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinin 03/02/2003 gün, 2001/99 E - 2005/127 karar sayılı mahkumiyetinin, kesin nitelikte adli para cezasına ilişkin olması, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 305. maddesine göre kesin nitelikteki bu hükmün tekerrüre esas oluşturmayacağı gözetilmeksizin, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58.maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanması, c- 5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanıkların ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.