Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatDavacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Davacı ...'ın tazminat talebinin dayanağının ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/453 Esas – 2012/196 Karar sayılı beraat hükmü olduğu, davacının 25.03.2009 tarihinde gözaltına alınarak 26.03.2009 tarihinde tutuklandığı, 21.07.2009 tarihinde ise tahliye edildiği, davacı hakkında 12.04.2012 tarihinde kasten öldürme ve tehdit suçlarından beraat kararı verildiği, beraat kararının temyiz incelemesinden geçerek 10.04.2013 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin 28.06.2013 tarihli dilekçesi ile 20.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın yakalama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebinde bulunduğu, 25.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak maddi zararının 1.912,40 TL olarak hesaplandığının anlaşılmasına rağmen hükmün gerekçesinde; ''davacının ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/239 Esas – 2011/53 Karar sayıl?? ceza dava dosyasında uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği iddiasıyla 08.08.2008 tarihinde tutuklandığı, 28.10.2008 tarihinde tahliye edildiği, davacı hakkında açılan kamu davasının atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraat ile sonuçlandığı, beraat kararının 26.04.2011 tarihinde kesinleştiği, davanın 31.05.2011 tarihinde yasal süresi içerisinde açıldığı, davacı vekilinin 10.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00TL manevi tazminatın davanın açıldığı tarihten itibaren hazineden tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği,... Jandarma Komutanlığı'nın 27.07.2011 tarihli davacının sosyal ekonomik durum araştırmasında davacının düzenli bir işinin bulunmadığı, evli ve 4 çocuklu olduğu, üzerine kayıtlı herhangi bir menkul ve gayrimenkulün bulunmadığının tespit edildiği, 21.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ...'ın tutuklulukta geçirdiği 82 gün için asgari ücret tarifesi uygulanarak davacının 1.266,08 TL maddi zararının bulunduğunun belirtildiği'' şeklindeki dosya ile ilgisiz bilgi ve tespitlere yer verilerek hükmün karıştırılması,2- ... Jandarma Komutanlığının 08.10.2013 tarihli sosyal ekonomik araştırma tutanağında davacı ...'ın geçici köy korucusu olarak görev yaptığının belirtilmiş olduğu dikkate alındığında, davacının gözaltına alınıp tutuklandığı tarihte geçici köy korucusu olarak görev yapıp yapmadığının araştırılarak, geçici köy korucusu olarak görev yaptığının belirlenmesi halinde tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak maaş ödemesi yapılıp yapılmadığı ve ödenmeyen maaş bulunup bulunmadığının ilgili kurumdan sorulup tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilerek, ödenmeyen maaşının bulunmaması halinde davacının herhangi bir zararının bulunmadığı dikkate alınarak maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi, ödenmeyen maaşının bulunması halinde ise maddi tazminat miktarının ödenmeyen maaş tutarı ile sınırlı kalacağı, ancak davacının tutuklandığı tarihte köy korucusu olarak görev yapmadığının tespiti halinde tutuklu kalınan döneme ilişkin olarak belirlenen asgari ücret üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekeceği dikkate alınmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.