Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18443 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1823 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafi ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;1-...vatandaşı olan ölenin, resmi nikahsız olarak birlikte yaşadığı katılan ... ile ortak çocukları ...'in sünnet düğününü yapmak amacıyla 10.06.2013 tarihinde, akrabalarının yanına ...'ya geldiği, sanığın aynı zamanda katılanın kardeşi olduğu, olaydan 1 gün önce ölenin katılanın diğer kardeşi ....'in evinde kaldığı, olay günü sabahı ise oğlu....'i banyo yaptırmak istediği, ancak evdeki şofbenin bozuk olmasından dolayı, sanığın evde sıcak su olduğunu söylemesi üzerine ölenin yanına oğlunu alarak evden çıktığı ve sanığın evine doğru yürümeye başladığı, o esnada sanığın ise kendisine ait bulunan av tüfeğini yanına alarak evinin yakınında bulunan kayısı bahçesine zarar veren kargaları korkutmak amacıyla evden çıktığı, ancak sanığın beyanlarına göre tüfeğin kurma kolunu çektiğinde mermi tüfeğin altında olduğu için, çekince hazne oturmadığından tüfek içerisinde daha öncesinden bulunan ve durmakta olan av tüfeği fişeğini görmediği ve ateş etmek için kızı ...'den fişek istediği, kızının verdiği fişeği tüfeğe takarak bahçeye gittiği, burada havaya doğru bir el ateş ettikten sonra beyanına göre tüfek içinde merminin bittiğini düşünerek tüfeği bir eliyle tutup omzuna dayamak suretiyle evine doğru yürümeye başladığı, başka fişek kalmadığını düşünerek bir daha tüfeği ateşlemediği, sanığın beyanına göre yürürken havaya kuşlara doğru baktığı için yolda gelmekte olan ölen ve oğlunu göremediği, akabinde sanığın evinin kapısına gelip durduğu ve tüfek omzunda dururken kapıya sırtını döndüğü esnada ölen ile oğlunun geldikleri yoldan köşeyi dönerek sanığın evine doğru yöneldikleri ve sanığın kapıya arkasını dönüp kapının eşiğine oturmak için çömeldiği sırada elinin tetiğe değmesi sonucu tüfek içerisinde önceden kalan fişeğin yakın atış mesafesinden ateşlendiği ve fişekten çıkan saçmaların ölenin ön sağ omzuna saplandığı, olay akabinde jandarma görevlileri tarafından tüfek üzerinde yapılan incelemede, boş tüfeğe fişek takıldığında, kilit mandalının aşağıda kalması gerekirken yukarı kalktığının ve haznede bulunan fişeğin görünürlüğünü kısmen engellediğinin tespit edildiği, bu durumun sanığın olay öncesi tüfekte fişek olduğunu görmediğine dair savunması ile örtüştüğü, ancak meydana gelen olayda, dosya içerisindeki soruşturma aşamasında yapılan keşif sırasında çekilen fotoğraflarda sanığın olay sırasında tüfeğin namlusu karşıya bakar şekilde tuttuğunun anlaşılması karşısında, asli kusurlu olduğu tespit edilen sanık hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınmadan, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne neden olan sanık hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik cezaya hükmolunması;2-Suçta kullanıldığı anlaşılan... seri nolu ... cal, ... yapımı, ... marka namlusu yiv ve set ihtiva etmeyen fişek hazneli yarı otomatik tüfeğin suç tarihi itibariyle sanık adına ruhsatlı olup olmadığının dosya içeriğinden anlaşılmaması karşısında, suça konu tüfeğin suç tarihi itibariyle ruhsatlı olup olmadığının araştırılması ile sonucuna göre işlem yapılması gerektiğinin gözetilmemesi; Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.