Mahkemesi : Ağır Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürme Taksirle öldürme suçundan sanık ...'nun beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından ve sanık...'ın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1) Sanık ...'nun beraatine ilişkin hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın kusurunun bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin bir sebebe dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2) Sanık...'ın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın idaresindeki otomobil ile gündüz vakti, meskun mahalde, tali sokaktan, bölünmüş, iki yönlü, 9 metre genişlikteki, asfalt caddedeki ana yola giriş yapıp sol tarafa dönmek için manevra yaptığı sırada, sol tarafından kamyonla gelmekte olan sanık ...'ın fren yaparak durmasına, sağ taraftan kendi şeridinde kamyonet ile gelmekte olan...'nin yoluna girerek...'nin sanığın aracına çarpmamak için ani ve sert fren yapmasıyla direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yönden kendi şeridinde kamyonu ile gelmekte olan sanık ...'nun şeridine girmesine ve sağ ön kısmı ile kamyonun sol ön kısmına çarpması neticesinde...'nin ölümüne ve kamyonetindeki oğlu...'in de basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve kemik kırıkları hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek şekilde yaralanmasına sebebiyet vermesi şeklinde meydana gelen olayda, sanığın ölenle birlikte asli kusurlu olduğunun tespit ve kabul edilmesi, kazada aracına bir zarar gelmeyen sanığın kazayı gördüğü halde biraz duraklayıp daha sonra da olay yerinden uzaklaşması ve ancak olaya tanık olanların beyanları ile sanığın tespit edilip yakalanması dikkate alınarak, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden çok az uzaklaşılarak eksik cezaya hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.