Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürme Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 10.07.2013 günü saat 23:50 sıralarında 229 promil alkollü ölen sürücü ...'in yönetimindeki motosiklet ile yerleşim yeri içinde, 10.70 metre genişliğinde, aydınlatması olan, orta refüj ile bölünmüş, tek yönlü, düz, eğimsiz, kuru, asfalt kaplama yolda, ... yönünden ... yönüne seyrederek olay yeri ...Petrol önlerine geldiğinde, sağ taraftan yola giren sanık yayalar ... ve ...’ye aracının ön kısmı ile sol şerit üzerinde çarpması ile motosiklet sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve vefatı ile sonuçlanan olayda, sanık ...'in motosiklet sürücüsünün kamyonun arkasından hızla gelip orta kaldırıma yaklaşıp yolu geçtikleri sırada kendilerine çarptığı” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, bu oluş karşısında, yaya sanıkların motosikletin seyir istikametini bozmadığı, dolayısıyla sonucun meydana gelmesinde etkin bir davranışlarının bulunmadığı olay nedeniyle kendilerine kusur izafe edilmiş olmasının da cezai sorumluluk açısından yeterli olmayacağı gözetilmeden beraatleri yerine, mahkumiyetlerine karar verilmesi,Kabul ve uygulamaya göre de;1-Sanıklar hakkında taksirle öldürme suçundan hükmedilen uzun süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50/4, 50/1-a maddeleri gereğince seçenek yaptırımlardan adli para cezasına çevrilebileceği, asli kusurlu da olsa kazaya sebebiyet veren sanıkların sabıkalarının ve duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz kişiliklerinin bulunmamasına rağmen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi,2-5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.