Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : Davanın reddiDavacı vekilinin 13.09.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Tazminat davasının, dayanağını teşkil eden beraat hükmünün verilmesinden itibaren kısa bir süre geçtikten sonra açıldığı, davacı ile avukatı arasındaki vekalet ilişkisi gösteren 18.03.2011 tarihli vekaletin genel bir vekaletname olduğu, bozma ilamından sonra yapılan araştırma sonunda davacının dava açılmasına muvafakatinin olduğuna dair 04.12.2013 tarihli belgenin dosyaya ibraz edilmesi ve davacı ile vekili arasındaki vekalet ilişkisinin devam ettiğinin anlaşılması karşısında yargılamaya devamla esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken davacının muvafakatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.