Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında,... Koruma Kurulu'nun 07.07.1993 tarih, 4720 sayılı kararıyla belirlenen ... Sit Alanı içerisinde yer alan, ... ili, .... lçesi, ... mahallesi, .... caddesi, ... ada, ... sayılı parselde yer alan ve özel mülkiyete konu olan zemin+5 katlı binanın, zemin kat arka kısmında bulunan dükkanının sanık ... tarafından kafeterya işletilmek üzere 01.01.2010 tarihinde kiralandığı, çevre sakinleri tarafından ilgili Koruma Bölge Kurulu'na yapılan şikayetler üzerine,... Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü görevlilerince yapılan denetimde, zemin kat arka bölme duvarlarının kaldırılarak arka bahçeden hafriyat alınmak suretiyle zemin kata dahil edildiğinin, yeni perde duvarlar yapıldığının, ilave edilen bu kısımda kısmen ara kat oluşturulduğunun tespit edildiği ve 04.02.2010 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlenerek izinsiz inşai faaliyetin durdurulduğu, ilgili Koruma Bölge Kurulu görevlilerince yerinde yapılan 03.01.2011 tarihli denetimde ise, yapı tatil zaptına rağmen izinsiz inşai faaliyete devam olunarak tamamlanmış olduğunun tespit edildiği, bu tespitler üzerine ... Koruma Bölge Kurulu'nun 19.01.2011 tarih, 4186 sayılı kararıyla sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, davaya konu izinsiz uygulamaları yaptığı tespit edilen sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar yapılan yargılama neticesinde, 11.10.2013 tarih ve 28792 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun gereğince, sit alanı ilanına ilişkin kararların ilgilisine tebliğ edilmesinin zorunlu hale getirildiği, olayda ise tebliğin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek, sanığın beraatine karar verilmiş ise de; tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının tebliğ zorunluluğunun yukarıda açıklandığı üzere, 11.10.2013 tarihinden itibaren yapılan tescil işlemleri için gerekli olduğu, bu tarihten önce yapılmış tescil işlemleri için tebliğ zorunluluğu bulunmayıp, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olmasının, koruma kararının bilindiğinin kabul edilmesi konusunda yeterli olduğu, olayımızda ise davaya konu yerin tek yapı ölçeğindeki kültür veya tabiat varlığı olmadığı, davaya konu yerin ... Sit Alanı ilan edilmiş bölge içerisinde yer aldığı, sit alanı içerisinde bulunan binanın dışında yapılan davaya konu izinsiz uygulamaların fiziki ve inşai müdahale kapsamında olduğu, 04.02.2010 tarihli yapı tatil tutanağı ile izinsiz uygulamalar yapıldığının tespit edilmesine rağmen, davaya konu uygulamaların yapımına devam olunması, dosya kapsamındaki şikayet dilekçeleri içeriğinden anlaşılacağı üzere, çevre sakinleri tarafından da sanığın birçok kez uyarılması karşısında, izinsiz binanın yapıldığı bölgenin sit alanı içerisinde yer aldığının sanık tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle eylemleri sabit olan sanığın 2863 sayılı Kanunun 65/b. maddesinde düzenlenen suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi; ayrıca, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle büyükşehir belediyesi veya il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun'un 65. maddesinde yapılan değişiklikler de dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun eylemin niteliği ve sanığın kastının yoğunluğu gözetilerek takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.