Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 180 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 30101 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle öldürmeHüküm :Beraat.Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:I-Sanık ...(...) hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, II-Sanık ... hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Ev hanımı olup, televizyonunun uydu kanallarını göstermemesi sebebiyle ... servisi olan ...... İnşaat Nakliye Turizm San ve Tic. Ltd. Şti’ni arayan sanık ...’nin talebi üzerine saat 18:00 sıralarında olay yerine giden ...’ın, arızanın uydudan televizyona gelen kabloda olduğunu tespit ederek, ...'nın oğlu tarafından tedarik edilen merdiven ile apartmanın teras katındaki asansör kulesine çıktıktan hemen sonra zemine 22 m mesafede olan asansör boşluğuna düşerek öldüğü olayda, dosya içinde mevcut 21.11.2006 tarihli imza sirküleri, 22.02.2011 tarihli vekaletname ve tanık ...’un “ben şirketin ortağıyım ama yetkili babam ...’tur.” şeklindeki kolluk beyanı ile kendi ikrarı sebebiyle ...... İnşaat Nakliye Turizm San ve Tic. Ltd. Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğunda şüphe bulunmayan sanık ...’un, ölenin şirketinde çalışmadığına dair savunması, dosya içinde bulunan Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalı işe giriş ve çıkış bildirgelerine göre; ölenin söz konusu iş yerinde 09.04.2010-24.08.2010 tarihleri arasında çalışmış gözükmesi ve duruşmada dinlenen bir kısım tanıkların “ölenin kendi adına iş yaptığı, ölenin iş yerinden daha evvel ayrılmış olduğu, sanığın iş yerinden malzeme almak için zaman zaman işyerine gittiği” şeklindeki beyanları nazara alınarak tanzim edilen ve “sanığın, ölenin işçisi olmaması sebebiyle kusurlu olmadığını” bildiren 17.05.2012 tarihli bilirkişi heyet raporuna itibar edilerek sanık hakkında beraat kararı verilmiş ise de, ölenin olay mahalline servis talep edilmesi üzerine, sırtında “arçelik” yazılı yelek ile gitmiş bulunması, ölenin yanında olup, okulların tatil olduğu 15 gün boyunca ölene yardım ettiğini bildiren tanık ...’nin soruşturma aşamasında alınan ifadesine uygun olan “ben endüstri meslek lisesinde öğrenciyim, annem orada yemek yapmak için çalışıyordu, ben de bunun için annemin yanına gidiyordum, ben ... ağabeyi 2010 yılının yaz aylarında tanıdım, ... ağabey orda çalışıyordu, ... ağabey oranın elemanıydı” şeklindeki duruşmadaki ifadesi, sanığın oğlu tanık ...’un soruşturma aşamasında alınan “işyerinin ortaklarındanım, ama yetkili babam ...’dır, bizden ayrılmıştı, ama malzeme almak için zaman zaman gelirdi, müşteri memnuniyeti açısından zaman zaman öleni yönlendirirdik” şeklindeki ifadesi ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında; ölenin, sanığın yetkilisi olduğu şirketin fiili çalışanı olduğu, hukuki durum ile fiili durum arasında çelişki bulunduğunda ceza hukuku açısından fiili duruma itibar edilmesi gerektiği gözetilmeyerek, tali kusurlu olduğu anlaşılan sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.