Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17821 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23154 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Ağır Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin sanığın kusursuz olduğuna, katılanlar vekilinin ise sanığın asli kusurlu olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine ancak, Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK'nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, oluşa ve dosya kapsamına göre, meydana gelen olayda her ne kadar sanık tali kusurlu ise de; iki kişinin öldüğü, bir kişinin de nitelikli şekilde yaralanmış olması karşısında temel ceza tayininde alt sınırdan daha fazla uzaklaşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza yerine, yazılı şekilde az ceza tayini, Kabule göre de; 1-Taksirli suçtan ötürü sanık hakkında tayin edilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi ve adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında belirlenen tam gün sayısının gösterilmemesi ile yasal dayanak olan 5237 sayılı TCK'nın 52/2. maddesi yerine 52/1. maddesinin gösterilmesi 2-Hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında taksit aralığının gösterilmemesi suretiyle infazda karışıklığa neden olunması, 3-TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise, sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin; infazı kısıtlar biçimde, uygulama maddesi de gösterilmeden karar tesis edilmesi,4-Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verildiği halde, taksitlendirme sonrası kurulan cümlede "adli para cezasının miktarı nazara alınarak taksitlendirilmesine yer olmadığına" denilerek hükümde çelişki yaratılması,Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.