Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17798 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3871 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminatHüküm : Davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 685,85 TL maddi, 750 TL manevi, davacı ... için 2.350,55 TL maddi, 2.700 TL manevi, davacı ... için 3.000 TL maddi, 3.700 TL manevi, tazminatın tazminatın davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesineDavacıların tazminat taleplerinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Davacı ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre, hükmün kesin olması nedeniyle davalı Hazine vekilinin temyiz talebinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesi gereğince REDDİNE,2-Davalı vekilinin davacılar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacıların sosyal ve ekonomik durumları, üzerlerine atılı suçların niteliği, tutuklanmalarına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldıkları süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacıların elde edecekleri parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacılar lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,2-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 63/1 ve devamı maddelerinde bilirkişinin atanması ve görevleri kapsamında, çözümü uzmanlığı ve özel veya teknik bilgiyi gerektirmeyen, davacıların tutuklu kaldıkları sürenin mahkeme heyeti tarafından belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, maddi tazminat miktarının tayin ve tespitine esas alınan bilirkişi raporunda, davacılar lehine hükmedilecek maddi tazminatın, davacılardan ...'nun tutuklandığı 04/02/2002 tarihi ile tahliye olduğu 03/05/2002 tarihleri arasında tutuklu kalınan 88 gün yerine, 148 gün üzerinden, davacı ... yönünden 106 gün yerine, 107 gün üzerinden hesaplandığının dikkate alınmaması ve davacıların tutuklu kaldıkları tarihteki net asgari ücret yerine, 2013 yılında geçerli olan net asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucu tespit edilen tutarların esas alınması suretiyle, davacılar lehine fazla maddi tazminata hükmedilmesi,3-Gerekçeli karar başlığında davacıların tutuklandıkları tarih itibariyle, dava türü olarak, ''466 sayılı Kanun gereğince tazminat'' ibaresi yerine, ''CMK 141-142 Maddeleri Gereği Tazminat Talebi'' ibaresinin yazılması,4-Yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, davacılar lehine aynı tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava bulunup bulunmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanıp, ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,İsabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.