Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17772 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2807 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlalHüküm : Beraat Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: UYAP Bilişim Sisteminde yer alan imza detay bilgilerine göre, katılan vekilinin, süre tutum talebini içeren temyiz dilekçesini 31.01.2013 tarihinde mahkemesine gönderdiği anlaşıldığından, tebliğnamedeki, katılan vekili tarafından CMUK'un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz isteminde bulunulduğu düşüncesiyle temyiz isteminin reddini öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Dosya kapsamına göre, sanığın, evine yerleştirdiği 9 adet kamera sayesinde dünürü olan katılanın ikametine gelenleri ve bahçesinde dolaşanları izlediği iddiasına konu olayda, Soruşturma aşamasında düzenlenen 27.02.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre, söz konusu kameraların 7 adedinin çekim alanının sanığın kendi evi ve müştemilatını gösterir nitelikte olması, balkonun üst tarafında ve çatıda yer alan 2 adet kameranın çekim alanı katılanın evini görecek şekilde ayarlanmış ise de, zoom yapma özelliği bulunmayan bu kameralar aracılığıyla katılanın evinin pencereleri ve evin içerisindeki şahısların görülmesi mümkün olmadığı gibi, katılanın evinden çıkan ya da bahçesinde bulunan şahısların da şekil olarak fark edilmekle beraber cinsiyetinin ve kim olduklarının ilk bakışta belirlenemeyecek olması, anılan bilirkişi raporuna ekli fotoğraflardan anlaşılacağı üzere, sanıkla katılanın evlerinin birbirine uzak olması, kameraların kurulduğu tarihten itibaren görüntü açılarının değiştirilmemiş olması, yurt dışında yaşayan sanığın, şikayete konu kameraları güvenlik amacıyla takdırdığına yönelik savunması karşısında, sanığın, 9 adet kameranın 2 adedinin yönünü bilerek ve isteyerek katılanın evini görecek şekilde ayarladığına ve katılanı sürekli gözetimi altına alarak, onun özel hayatının gizliliğini ihlale yol açacak görüntüsünü veya sesini kaydetme kastıyla hareket ettiğine dair, mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan Kanun maddesinin “CMK'nın 223/2-e maddesi” olarak gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının ilk paragrafındaki, “CMK 223/2-a,c,e maddeleri” ibaresinin, “CMK'nın 223/2-e maddesi” olarak değiştirilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.