Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17631 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2109 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Olay anına ilişkin olup heyetçe izlenen CD içeriğine göre: sanığın idaresindeki motosiklet ile, meskun mahalde bulunan 10,20 metre genişliğinde, çift yönlü yolda gündüz vakti seyir halinde iken, kendisiyle aynı istikamette ön ilerisinde seyreden sürücü belgesiz katılan idaresindeki motosiklete arkasından yakın mesafeden seyri sırasında çarptığı, sanığın motosikletiyle ölenin sağından sollamaya geçmediği, katılanın motosikletinin arkasından giderek katılanın motosikletine çarptığının anlaşıldığı, bu nedenle sanığın, ölenin motosikletine arkadan çarpma eyleminde bilinçli taksirin şartlarının oluşmadığı halde, TCK’nın 22/3.maddesi uygulanmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,2-Sanığın, önünde seyreden katılanın motosikleti ile takip mesafesini koruyarak hızını mahal şartlarına göre ayarlaması gerekirken, bu tedbirlere riayet etmemesi nedeniyle, ölenin motosikletine arkadan çarpması eyleminde, tam kusurlu kabul edilmesi gerektiği, buna göre; iki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın üst sınırı da nazara alınmak suretiyle, adalet, hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, tam kusurlu sanık hakkında asgari hadden daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerektiği halde teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında az ceza tayini,3-Sabıkası bulunmayan, duruşmadaki tutum ve davranışları lehine takdiri hafifletici neden olarak kabul edilen, mahkemede ilk celsedeki beyanında olaydan dolayı üzgün olduğunu beyan eden sanık hakkında, hükmedilen hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi gereğince paraya çevrilip çevrilmeyeceği hususunun yeterince tartışılmadan “suçun işleniş şekli ve pişmanlık duyduklarına dair kanate ulaşılamaması” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle TCK’nın 50.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,4- TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, anılan madde ile hak yoksunluğuna hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.