Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17577 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 273 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaTaksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık müdafinin temyiz isteminin vekalet ücretine ilişkin olduğu tespit edilerek yapılan incelemede:İncelenen dosya kapsamına göre; 16 yaşındaki katılan mağdur...'in ateşinin yükselmesinden dolayı 16.01.2012 tarihinde sanık....'in sağlık memuru olarak çalışmakta olduğu ... Hastanesine geldiği ve acil servis doktoru tarafından muayenesi yapılan mağdura, “Akut tonsillit” teşhisi konularak, tedavisi için yazılan “Dikloron 75 mg Im 10 Ampul” enjeksiyonunun aynı gün sanık tarafından mağdura uygulandığı; İğnenin yapılması akabinde sol ayağının üzerine basamadığını fark edip, ertesi gün, aynı hastaneye giden ve ...Rehabilitasyon uzmanı tarafından kendisine “Siyatik sinir lezyonu” teşhisi konulan mağdurun, 15.02.2012 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek, hatalı şekilde yapılan iğneden dolayı rahatsızlanmasına neden olan kişi ya da kişilerden şikayetçi olduğuna dair beyanına istinaden başlatılan adli soruşturma kapsamında, .... Valiliğinin 03.05.2012 tarihli kararıyla sanık hakkında soruşturma izni verilmesini müteakip, ... Hastanesi Baştabipliğinden alınan 02.08.2012 tarihli adli raporda; “Solda incelenen kaslarda daha önce tanımlanan kronik parsiyel siyatik sinir hasarına ait bulguların tama yakın gerilediği” gözlemlenen mağdurun rahatsızlığının kısmen vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan bir durum olduğunun belirtilmesi üzerine, sanık hakkında 03.08.2012 tarihli iddianame ile TCK'nın 89/1. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçundan dava açıldığı olayda,Kovuşturma evresinde... Kurulu tarafından düzenlenen 27.01.2014 tarihli ve 564 karar sayılı, “Dava konusu olayda kişiye gluteal bölgeden intramuskuler enjeksiyon yapıldığının belirlendiği, enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği, bu durumun enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durumunda da daha önceden öngörülemeyecek ve önlenemeyecek arazlara sebep olabildiği, bu durumun her türlü özene rağmen oluşabilecek herhangi bir kusur ve ihmalden kaynaklanmayan komplikasyon olarak nitelendirildiği, enjeksiyonun yapılış tekniği ve uygulanan bölgenin uyumsuzluğu yönünden tıbbi bir delil de tanımlanmadığından, tüm bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, enjeksiyonu uygulayan sağlık personeline herhangi bir kusur izafe edilemediği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde görüş içeren rapora itibarla mağdurda meydana gelen sağlık sorununun oluşmasında sanığın kusurunun olduğuna dair mahkumiyetine yeterli tıbbi delil bulunmamasından dolayı sanık hakkında CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı verilmesine yönelik yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki, “Sanığın savunmasında mağdurun zayıf bir kişi olması halinde bu tür sorunların çıkabileceğini belirttiği, sonuç olarak sanığın damar ya da ağız yoluyla hastaya verilebilecek nitelikteki bir ilacı, hastanın fiziksel özelliklerini gözönünde bulundurmadan, enjeksiyon yöntemiyle uygulayarak, mağdurun yaralanmasına neden olduğu gözetilmeden, sanığın sübut bulan suçtan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,” düşüncesiyle hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasına, “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, 750,00 TL maktu vekalet ücreti tayin edilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.