Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, 20.03.2011 tarihinde işlediği sabit görülen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı TCK'nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 179/2, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince 1 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı Kanun'un 231/8. maddesi uyarınca 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına dair ... Sulh Ceza Mahkemesinin 30.06.2011 tarihli, 2011/369 esas, 2011/324 sayılı kararının itiraz edilmeden 09.09.2011 tarihinde kesinleşmesinin ve kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıllık denetim süresinin başlamasının ardından, aynı Mahkemenin 07.02.2014 tarihli, 2013/638 esas, 2014/93 sayılı kararı ile 05.07.2013 tarihinde işlediği sabit görülen kasten yaralama suçundan dolayı TCK'nın 86/2, 86/3-e, 35/2, 29, 62/1, 51/1-3. maddeleri gereğince iki kez 1 yıl denetim süresi belirlenen erteli 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin mahkumiyet hükümleri 12.03.2014 tarihinde kesinleşen sanık hakkında, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle ihbarda bulunulmasını müteakip, duru??ma açılarak, sanığın savunması alınıp, 30.06.2011 tarihli hükmün CMK'nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ilişkin ... Sulh Ceza Mahkemesinin 20.06.2014 tarihli, 2014/258 esas, 2014/557 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 53. maddenin uygulanmasına ilişkin 4 numaralı paragrafının hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanun'un 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hakları kullanmak yönünden ise, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun'un 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler bakımından TCK'nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.