Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 175 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14831 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : Sanık ... hakkında taksirle yaralama suçu nedeniyle; TCK' nın 89/4, 62, 50/1-1.a, 52/2-4, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyetSanık ... ve ... hakkında trafik güvenliğini sokma suçu nedeniyle; BeraatTaksirle yaralama suçundan sanık ...'ın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ... tarafından, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ...'ın beraatine ilişkin hüküm katılanlar vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından, sanık ...'un beraatine ilişkin hüküm ise mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1)Sanık ...'ın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraatine ilişkin hükmün temyizen incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre;Olay tarihinde, sanığın idaresindeki aracı ile önünde seyreden sanık ...'u durdurmak amacıyla selektör yaptığı ve sollamaya geçtiği, sanık ...'in de engel olmak amacıyla sola yönelmesi sonucunda bu araca arka sol stop lambası ve çamurluk kısımlarından çarpması sonucu yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği olayda, TCK'nın ''Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma'' başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlar??nı kişilerin hayat sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişinin eylemini suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suç tehlike suçu olup, somut olayda ise katılanların yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu ve bu suçtan mahkumiyetine karar verildiği dikkate alındığında; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, beraat hükmü tesisi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık ... hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hüküm bölümünün tümüyle çıkartılarak yerine "sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına" ilişkin bendin ilave edilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,2)Sanık ...'un trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraatine ilişkin hükmün temyizen incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre;Dosya kapsamı ve oluşa göre olay tarihinde sanık ...'un idaresindeki aracı ile sanık ...'ın aracını kontrolsüz ve tehlikeli şekilde sollamaya geçtiği ve aracının sağ arka kısmı ile ...'ın sol ayna kısmına çarptığı, durmaksızın yoluna devam ettiği, diğer sanık ...'ın takip ederek durdurmak amacıyla selektör yaparak sollamaya geçtiği, sanık ...'un ise sollamaya engel olmak amacıyla sola doğru aracını yanaştırarak araçların kaza yapmasına sebep olduğu, böylelikle sanığın üzerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurları itibariyle meydana geldiği anlaşılmakla, yazılı şekilde hatalı gerekçe ile beraatine karar verilmesi, İsabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,3)Sanık ...'ın taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün temyizen incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, kusura ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;İki kişinin nitelikli, iki kişinin ise basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralandığı olayda, sanığın asli kusurlu olması nedeniyle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırı nazara alınmak suretiyle, adalet, hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılmak ve teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.