Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle öldürmeHüküm :TCK'nın 85/1, 62, 50/4, 50/1-a, 52/4, 50/6, 53/6. maddeleri gereğince mahkûmiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Gerekçeli karar başlığında CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi mahallinde tamamlanabilir yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, kusura, beraat kararı verilmesi gerektiğine, eksik incelemeyle hüküm kurulduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. ve TCK'nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması,2- TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 2. bendinin 3. alt paragrafında yer alan “50/1-a maddesi gereğince” ibaresinden sonra gelmek üzere “hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine; TCK'nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 760 tam gün olarak belirlenmesine; TCK'nın 52/2. maddesi gereğince” ibarelerinin eklenmesi, hükmün aynı bendinin 4. alt paragrafında yer alan “TCK’nın 50/6 maddesi gereğince hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz edileceğinin” ibarelerinin çıkartılarak yerine “geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceğinin ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.