Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17492 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23672 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle öldürmeHüküm :BeraatTaksirle öldürme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A- Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Bayındır Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığı ile aralarında akdettikleri sözleşmeyle kazaya konu yolun asfaltlanması işini yüklenen...Tic. A.Ş.nin yönetim kurulu başkanı olan sanığın, yolun yapımıyla ilgilenmesi için bu konuda yeterliliğe sahip inşaat mühendisi sanık ... ile inşaat teknikeri sanık ... ve yol yapım teknikeri sanık ...'i görevlendirdiği, yapımı devam eden yolda gerekli yerlere trafik işaret ve levhaları ile iş güvenliği ikaz levhalarının konmamasından kaynaklı kusurun adı geçen sanıklara ait olduğu anlaşıldığından tebliğnamede, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi yönünde bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından failin taksirinin bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılanın, kusura ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle sanık ... hakkında verilen beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,B- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;Olay günü saat 13:00 sırasında açık havada, meskun mahal dışında, bölünmemiş, 2 yönlü, 6,2 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, dik eğimli, korkuluksuz sert virajlı yolda idaresindeki otomobille seyir halinde bulunan ölenin, mucur dökülü yolda direksiyon hakimiyetini kaybederek aracı, seyrine göre sol taraftan şarampole devirmesi ve olay mahallinde yaşamını kaybetmesiyle sonuçlanan olayda; kazanın meydana geldiği yolun asfaltlanması işini yüklenen ... Tic. A.Ş.nin, yol yapım çalışmaları sırasında yol üzerinde bulunması gereken trafik levhalarına ilişkin sorumluluğu, sözleşmenin 21. ile 27. madde hükümleri ve asfalt işleri özel ve teknik şartnamesinin 11. madde hükmü gereğince üstlendiği, Asfalt İşleri Özel ve Teknik Şartnamesinin 11. maddesinde, işin süresince inşaat hudutları içinde meydana gelecek olan iş kazaları ile trafik kazalarından dolayı her türlü sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun, inşaat sahası dahilinde işin başlangıç ve son kısımlarında her türlü Trafik işaret ve tedbirlerinin gece gündüz olmak üzere yüklenici tarafından alınacağının, çalışmaya başlamadan önce ve çalışma esnasında her türlü trafik işaretlemesinin yapılması ve yapıldığına dair tutanakla tespit edilmesinin ve sürekliliğinin, çalışma tamamlandıktan sonra da serbest agrega trafik açısından tehlike olmaktan çıkıncaya kadar işaretlemenin devamlılığı ve tutanakla tespitinin yükleniciye ait olduğunun hüküm altına alınmış olduğu; ancak kaza mahallinde yapılan incelemelerde, yolda sadece virajın orta kısmına 28,6 metre mesafede “Sağa tehlikeli viraj” levhası bulunduğu, başkaca bir trafik işaret ve levhasının bulunmadığı, olay mahallinde yapılan keşif sonrası inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 07.09.2011 tarihli, trafik polisi tarafından düzenlenen 12.09.2011 tarihli ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nce düzenlenen 07.01.2009 tarihli oluşa uygun bilirkişi raporlarında, sağa tehlikeli viraj ikaz levhasının virajın başlangıcına 70 metre kala, gevşek malzemeli zemin işaret levhası ile birlikte konması gerektiğinin, yol yüzeyinde yeni asfaltlama yapıldığından, şartnamelere uygun olarak silindirle yeterince sıkıştırılması gerektiğinin, yolda çok miktarda asfaltla kaynaşmamış serbest mucurun bulunduğunun, kazanın meydana geldiği yaklaşık 100 metre uzunluğundaki virajın yapılması sırasında yolun iniş eğimli olması da göz önüne alınarak, araçların bu virajı dönerken, merkezkaç kuvvetine karşı savrulma ve devrilmesinin önlenmesi için, virajın geniş tarafının yükseltilerek, viraj merkezindeki şarampole doğru eğim verilerek yapılması gerektiğinin, yol üzerinde bulunan ve tam olarak oturmamış olan mucurun sürücünün seyir düzeninin bozulmasında ve aracı kaplama üzerinde güvenli şekilde tutamamasında etken olduğunun belirtilmesi karşısında; yüklenici firmada inşaat mühendisi olarak çalışan sanık ... ile inşaat teknikeri sanık ... ve yol yapım teknikeri sanık ...'in, anılan tedbirleri almamaları nedeniyle kusurlu oldukları gözetilmeksizin, atılı suçtan mahkumiyetleri yerine, yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,Kabule göre de;1- Hükümde uygulama maddesi gösterilmeyerek CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,2- Beraat eden ve kendilerini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki beraat hükümlerinin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.