Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17322 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3767 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 6.197,90 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesineDavacı vekilinin 26.06.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. vd maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağı olan Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2008/81 Esas, 2012/32 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan, 14.01.2008 – 14.07.2008 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 04.04.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 26.06.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış; manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 182 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayacak şekilde eksik tayin edilmesi; temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin, davacının kendi kusuru ile tutuklanmasına neden olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Tazminat davasına dayanak olan ceza dosyasında davacının 14.01.2008 – 14.07.2008 tarihleri arasında 182 gün süreyle tutuklu kaldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tutukluluk süresinin 185 gün olarak belirlenmesi suretiyle fazla maddi tazminata hükmedilmesi ve tutuklanmadan önce şoför olduğunu iddia eden davacının bu dönem içerisinde maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınıp, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak 2.915,49 TL’nin maddi zarar olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kollukça yapılan araştırma üzerinden fazla hesaplama yapılması suretiyle maddi tazminatın fazla tayini, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin tazminat miktarına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasındaki maddi tazminat miktarının "2.915,49 TL’ye" indirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.