Mahkemesi : Ağır Ceza MahkemesiDavacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararına göre 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği ve Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.05.2014 tarih, 2014/141 Esas, 2014/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların Yazı İşleri Yönetmeliğine göre süresinde tebliğ edilip kesinleşme tarihinden itibaren her halükarda 10 yıl, kesinleşmiş kararların tebliğinden itibaren ise 3 ay içinde tazminat davalarının açılması gerektiği şeklindeki kabulü dikkate alındığında, tazminat davasının dayanağı olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 10.05.2007 tarih, 2000/270 Esas – 2007/141 Karar sayılı beraat hükmünün mevcut kesinleşme şerhine göre 18.05.2007 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının ise 13.01.2014 tarihinde açıldığının anlaşıldığından, tazminat talebinin dayanağı olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/270 Esas – 2007/141 Karar sayılı ceza dava dosyasının celp edilerek, kesinleşme şerhli karar örneğinin davacıya (sanığa) tebliğ edilip edilmediği davacının bahse konu beraat kararının kesinleştiğini ceza dava dosyasından belge almak, dosyaya belge sunmak, mahsup ya da sair talepte bulunmak ve benzeri yollarla öğrenip öğrenmediğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ile özellikle dava dilekçesi ekinde sunulan Van İl Jandarma Komutanlığının davacıya hitaben yazdığı 24.01.2011 tarihli yazı içeriği de gözetilerek tazminat davasının süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de; Davacının tutuklu kaldığı 252 gün için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak 1.153,5 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda tutukluluk süresinin 253 gün belirlenmesi ve brüt asgari ücret üzerinden eksik yasal kesinti yapılması suretiyle hesaplanan 1.367,54 TL'nin hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın fazla hesaplanması, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.