Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürme Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanığın, idaresindeki araçla, meskun mahal dışında, yağmurlu havada, 7,70 metre genişliğindeki çift yönlü, yer yer virajlı yolda kendi beyanına göre 80 km hızla seyrettiği sırada karşıdan karşıya geçmek üzere seyir yönüne göre sağ taraftan kaplamaya giren ve daha önce farkettiği yayaya duramayarak çarptıktan sonra sağ ilerideki trafik işaret levhasına da çarpıp U dönüşüne geçerek duruşa geçebildiği olayda, yağmurlu havada sağa sola virajlı, çift yönlü ıslak yolda tabela ile de belirgin 50 km ve ardındaki 30 km.lik hız tahdit levhalarına rağmen mahallin oldukça üstündeki bir hızla seyreden sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi, 2-TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan "yaptırımın" ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile "tedbirin" olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının "a" bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.