Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç :Taksirle ÖldürmeHüküm :TCK'nın 85/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkûmiyet Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay günü saat 18:45 sırasında, alacakaranlıkta, açık havada, aydınlatmanın olmadığı meskun mahal dışında bölünmemiş, 2 yönlü, 7 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, görüşe engel cismin bulunmadığı, eğimsiz, düz yolda idaresindeki motosikletle seyir halinde bulunan sürücü belgesiz sanığın, seyir istikametine göre sol taraftan kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçerken yolun tamamına yakınını katetmek üzere olan 1933 doğumlu yayayı, daha önce yol içerisinde fark ettiği halde, hızını azaltmadan, sağ kaldırıma 1 metre mesafe kala çarparak yaraladığı yayanın, tedavi gördüğü hastanede olay nedeniyle 1 hafta sonra öldüğü dikkate alındığında, sanık hakkında, 2 yıl ile 6 yıl arasında hapis cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece gerekçeleri gösterilerek, temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesine ilişkin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede ceza miktarı itibariyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiş; gerekçeli karar başlığında CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi, mahallinde tamamlanabilir eksiklik olarak; “26.09.2012” olan suç tarihinin, “02.10.2012” olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ceza miktarına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının TCK'nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle, hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, hürriyeti bağlayıcı cezayı adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK'nın 50/4. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,2- Tali kusurlu olduğu kabul edilen sanık hakkında temel cezanın belirlenmesi sırasında, taksire dayalı kusurun ağırlığının gerekçe olarak gösterilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 1. paragrafında yer alan “taksire dayalı kusurun ağırlığı” ibaresinin hükümden çıkarılması, hükmün 3. paragrafında yer alan “TCK 50/1-a” ibaresinden önce gelmek üzere “TCK'nın 50/4. maddesi yollamasıyla” ibaresinin eklenmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.